28 Haziran 2014 Cumartesi

Gül: Bunlar son kabullerimiz

ANKARA - Cumhurbaşkanı Gül, Mali Büyükelçisi Birahim Soumare’yi kabul etti. Cumhurbaşkanı Gül, burada yaptığı açıklamada “Bunlar son kabullerimiz” diye konuştu. Abdullah Gül'ün sözleri, veda mesajı olarak değerlendirildi. AK Parti'nin cumhurbaşkanı adayını açıklayacağı 1 Temmuz'dan önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bir araya gelmesi bekleniyor.

Cahit Zarifoğlu

Cahit Zarifoğlu'nun, 1976'dan sonra, kurucularından olduğu, 'Diriliş'ten sonra 'Mavera' dergisinde şiirleri, birkaç hikâyesi, senaryo çalışmaları, günlükleri ve "Okuyucularla" ismini verdiği sohbetleri yayımlandı. Yeni Devir, Millî Gazete gazetelerinde yazıları yayımlanan Zarifoğlu, lisede öğretmenlik ve TRT'de çevirmenlik de yaptı. 'Diriliş' dergisindeyken Sezai Karakoç gibi isimlerden etkilendiğini kendisi de dile getiren Zarifoğlu, muhafazakar kesimde yer alan diğer isimlerden uslubu ve yumuşak tonuyla ayrılıyor. 47 yaşında hayata veda eden Zarifoğlu, her ne kadar belli kalıplara mahkum olsa da, otoriteler onu sınıflandırılmayacak şairler arasında gösteriliyor. ''Bir erkek mi o Göle yatmış bir güneş demetinde O mor ışında Bir köpek ölüsü gibi yatan Hızla kayan Yoksa bir yaban ördeği gölgesi mi'' (Aşka Dair)

İsmet Özel

1963’ten itibaren şiirleri yayınlanmaya başlayan İsmet Özel, 1974’te fikri ve ruhi bir değişim yaşayarak yazı hayatını İslami düşünce çerçevesi ekseninde kurdu. Bu değişim nedeniyle çok konuşulan ve eleştirilen Özel, İkinci Yeni şairlerinin etkisiyle başladığı kariyerini sert sözlerle devam ettirdi. 60 sonrası 'toplumcu şiir'in en simge isimlerinden olsa da geçirdiği fikri değişim nedeniyle Özel belli kalıplara koyulmakatan kurtulamadı. ''Hüngür bütün gündür Dindiren dingil sızıyı Ensemde boza pişiren Su dökündür inat sürdür sarımsak kok Halden anlar bir Allah’ın kulu da mı yok.'' (Neden Aşk Acısı)

Sezai Karakoç

Aynı zamanda siyasetle de ilgilenen Sezai Karakoç, İkinci Yeni içerisinde yer alıyor. Batı edebiyatını da yakından bilen Karakoç, 'metafizik şiir'ler içerisinde görülen eserlerinde 'yaşatma sevinci'ni temel almıştır. İslami düşünceyi modern şiirle birleştiren Karakoç, 'Diriliş' dergisini yayımlarak bu alanda en önemli dönemlerden birini başlattı. Çoğu otoriteye göre 'değeri bilinmemiş ve iyi anlaşılmamış' şair olarak gösterilen Karakoç, ''Karın yağdığını görünce Kar tutan toprağı anlayacaksın Toprakta bir karış karı görünce Kar içinde yanan karı anlayacaksın'' (Kar Şiiri)

Fethi Gemuhluoğlu

Şair, yazar, teorisyen Fethi Gemuhluoğlu, sağ cenahın en önemli isimlerinin başında geliyor. ''Fethi’yi Fethi yapan nokta, Fethi’nin ailesi ve yetiştiği çevredir... Göztepe’deki ev Fethi’yi Fethi yapan unsurlardan biridir. Öyle ki duvarı yola, doğrudan doğruya yola bitişiktir. Arada en küçük bir mesafe yoktur. Duvarın bir tarafında bir kalabalık, gürültü fakat öte tarafında inanılmaz bir sükun var idi. Bu Fethi’nin hayat aynasıdır, mekan olarak Fethi’de rolü olan bir unsurdur.” (Muharrem Ergin) Gemuhluoğlu, şairliğinin yanında siyasetteki yeriyle de muhafazakar kesimde önemli bir yere sahipti. ''Masal bu ya: rüyama girmesin diye kırk başlı ejder ile şahın kızındaki dev yorganı başıma çeker.'' (Fark)

Necip Fazıl Kısakürek

Şair, romancı, hikâyeci, piyes yazarı Necip Fazıl Kısakürek, en çok tartışılan yazarların başında geliyor. 'Muhafazakar kesimin Nazım'ı olarak da anılan Kısakürek, Beyoğlu Ağa Camii'nde vaaz veren Abdülhakim Arvasi ile tanışınca hayatı değişti. Bu tanışma onun hayatında dönüm noktası oldu. İslami kimliği ile öne çıkmaya başladıktan sonra ders kitaplarından şiirleri ve fikirleri çıkarıldı. 'Büyük Doğu' dergisinde çıkan yazılarıyla İsmet İnönü ve tek parti yönetimine şiddetli bir muhalefet sürdürmesi sonucu hakkında açılan çok sayıda davada yüzlerce yıl hapsi istendi. 163. maddeye aykırı bulunan yazıları ile birkaç yılda bir hapse mahkûm oldu. Kimi kesimlere göre Türkçe'yi en iyi kullanan şairler arasında gösterilen Kısakürek, Atatürk aleyhinde işlenen suçlar hakkındaki kanuna aykırı fiilinden dolayı da 8 Temmuz 1981'de Atatürk'ün manevi şahsına hakaret suçundan hüküm giydi. Kısakürek, en çok geçirdiği değişim ve bu değişim sonrasındaki sert çizgisiyle eleştirildi. ''Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi; Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır. Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi; Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.'' (Kaldırımlar)

Teşekkür ederim

Trabzonspor'luların bu şike konusunda bu kadar duyarlı olduklarına da, doğrusu ilk defa tanıklık ettim. Kendilerini dışlanmış, ötekileştirilmiş görüyorlar. Bir genç kadın taraftarın şu sözü çok etkileyiciydi: "... Şimdi Kürtleri çok daha iyi anlıyoruz. Onlara bakışımız değişti..." Genel atmosfer böylesine duyarlı, insanlar bu kadar alıngan olunca, benim sözlerim çok daha kırıcı gelmiş. Ben GS taraftarının içindekini söylemiştim. Hata etmişim. Trabzonsporlu dostlarımdan özür dilerim." Galatasaray taraftarı gazeteci Mehmet Ali Birand vefat etmeden önce son deplasmanı için gittiği Trabzon dönüşünde, 25 Aralık 2012 tarihinde Hürriyet gazetesindeki köşesinde yukardaki satırları yazdı. Rahmetli bu yazıdan kısa bir süre sonra zaten vefat etti ve çok şanslı olmalı ki bugünleri görmedi. Yazının tamamı burada. Aradan uzun zaman geçti... Meşhur şike davası, 17 Ocak 2014 tarihinde Yargıtay 5.ceza dairesinin yerel mahkeme kararlarını onaması ile son buldu. Tabii, Recep Tayyip Erdoğan (TC Başbakanı ) bu karara zamanlaması manidar demekte gecikmedi. Tam da ailesi ile birlikte partisi ve hükümetinin yolsuzluk ve rüşvet davası ile uğraşırken zamanlaması itibari ile bu karar ona göre çok manidar geldi. Oysa, Manidar olan tek şey "Başbakan söz verdi yeniden yargılanacağız" deyip yurda dönen kişilerin hava alanında söylediği ancak hukuk devletinde söylenemeyecek sözlerdi. Verilen bu sözlerdeki gibi infaz işlemi zamana yayıldı ve dün yeniden yargılanma isteği kabul edildi. Hukukçuların hayret ettiği, hukuk adına kara bir gün dedikleri, benim ise beklediğim bir karar sonrası hukuk adına söyleyeceğim bir şey kalmadı. "Deliller doğru, kumpas yok, evrakta sahtecilik yapılmamış" diyen mahkeme yeniden yargılama kararı verebildi. Bundan sonrası artık 5 sene mi olur 10 sene mi olur bilemeyiz. Yağdan kıl çeker gibi halledilen aklama işlemi başarıyla tamamlandı. Bu emsal karar ile hiç ama hiç, istisnasız kimseyi içerde tutamaz, kimseyi suçlu ilan edemezsiniz. Teşekkürler fanatik Fenerbahçeli Recep Tayyip Erdoğan. İki dudağınız arasına aldığınız memleket hukukunu, bakalım uluslarası hukuk alanı içinde de başarabilecek misiniz? 17 Temmuz 2014 tarihini buraya yazalım da bir teşekkür de o zaman ederiz belki. Hukukun üstünlüğü değil güçlülerin üstün olduğu memleketlerde adaletten bahsedilemez. Adalet olmayan bir yerde demokrasi, millet ve devlet olmaz. Basit bir oyun olan futbolu bile adil yönetemeyen ülkelerde liderlerden söz edilemez. Saygı da duyulmaz. Teşekkür ederim sayın Erdoğan. Hani diyordunuz ya, taraf olmayan bertaraf olur diye siz tarafınızı belli ettiniz. O zaman biz de bir daha yazalım. Şimdi nasıl bir kılıf bulacaksınız çok merak ediyorum. Ya da "kaç oyları var ki" deyip yok mu sayacaksınız? Mutlaka "top mu önemli vatan mı" diyecekler sizinle birlikte olmaya devam edecektir ama derdi gerçekten Trabzonspor olanlar bir gün mutlaka yolunuzu kesecektir. Birand'ın yaşadıklarını er ya da geç siz de yaşayacak ve özür dileyeceksiniz. Yeniden yargılama kararı sonrası, hukukçu bir arkadaşımın sosyal medya paylaşımı ile yazıya son vereyim.

Meşhur Bilderberg toplantısına bu yıl hangi Türkler katılıyor

  Dışarıya tamamen kapalı bu kulüp, komplo teorisyenlerinin de sıkça beslendiği bir yer olma özelliğini taşıyor. Bu yıl, organizasyona 23 ül...