2 Mayıs 2023 Salı

Türkiye bir yıl içerisinde tekrar seçime gidebilir

 Cumhur İttifakı’nın 250-280 vekil aralığında kalması en kuvvetli beklenti şeklinde. İki muhalif ittifakın toplam vekil sayısı Cumhur İttifakı’ndan fazla çıkacaktır. Ama Millet İttifakı’nın anayasa değişikliği için gerekli asgari 360 vekil sayısına ulaşması imkansız görünüyor.

İttifak içinde farklı parti listeleri. Parti listeleri içinde farklı partiler. Meclis seçimleri ittifaklar ve partiler bakımından çok bilinmeyenli bir denkleme dönüştü. Görünen şu: Hiçbir ittifak meclis çoğunluğunu tek başına elde edemeyecek. 14 Mayıs’ı takip eden bir yıl içinde Türkiye yeniden seçime gidebilir.

Bu genel yargı için bir dizi alt argüman ve tartışmaya başvurmak istiyorum. Önce Cumhur İttifakı’yla başlayalım. İttifak’ın başkan adayı şu anki Cumhurbaşkanı. Erdoğan’ın anket ortalaması % 40-45 bandında. Pek çok araştırmaya göre mevcut Cumhurbaşkanının muhtemel oyu en büyük rakibi Kılıçdaroğlu’nun biraz altında. Ama iki aday arasında devasa bir fark yok. Milletvekili listeleri bakımından ise bambaşka bir manzara var. Cumhur İttifakı’na dahil partilerin ayrı liste çıkarmaları güçlerini azalttı. Bu noktada özellikle MHP’nin tavrı önemli. AKP ve MHP’nin ayrı listelerle seçime girmesi Cumhur İttifakı’nın meclis çoğunluğunu almasını engelleyecek. Geçen seçimlere göre yaşanan oy azalışa da dikkate alındığında Cumhur İttifakı’nın 250-280 vekil aralığında kalması en kuvvetli beklenti şeklinde.

Millet ittifakında ise parçalı bulutlu bir hava var. İyi Parti krizi aşıldı ama bu sefer de İnce’nin çıkışı gündeme oturdu. Bazı yorumcular İnce’nin bir ay içinde tükeneceğini ve muhalif seçmenin son düzlükte Erdoğan karşısında Kılıçdaroğlu’na oy vereceğini tahmin ediyor. Belki de gerçekten öyle olur. Ama bu yorum, en azından şimdilik bir tahminden çok temenni gibi. İşin doğrusu şu. Türkiye’de hem Erdoğan’a hem de Kılıçdaroğlu’na karşı çıkan bir seçmen kitlesi var. İnce gücünü bu kesimden alıyor.

Millet İttifakı’nın meclis hazırlığı ise Cumhur İttifakı’na göre çok daha organize. 4 küçük parti CHP listelerinden aday oldu. Sadullah Ergin meselesi hariç tutulursa CHP tabanından bu işbirliğine karşı ciddi bir tepki gelmedi. Ayrıca CHP ile İyi Parti bazı illerde güç birliği yaptı. Bu tablonun daha ilerisi olabilir miydi? Şüphesiz ki CHP ve İyi Parti ortak tek liste formülünü deneyebilirdi. Ancak Millet İttifakı’nın meclis seçimleri için yaptığı hazırlık her halükarda çok iyi. Memleket Partisi’nin muhalefetten ne kadar oy devşireceği meselesine bağlı olmakla birlikte ittifakın Cumhur İttifakı’na göre daha fazla vekil kazanacağını beklemek yanıltıcı olmayacaktır. Ancak burada şöyle bir sorun var: Millet İttifakı partilerinin toplam oy oranları % 40-5 aralığında. Bu oy oranı muhalefetin geçmiş seçim performansları bakımından çok iyi, ama ortaya koyduğu hedefler bağlamında zayıf. Bu şartlar altında Millet İttifakı’nın anayasa değişikliği için gerekli asgari 360 vekil sayısına ulaşması imkansız. Dahası meclis çoğunluğunu garanti altına alacak 301 sayısı bile pek mümkün görünmüyor.

AKP ve MHP’nin ayrı listelerle seçime girmesi Cumhur İttifakı’nın meclis çoğunluğunu almasını engelleyecek. Ama Millet İttifakı’nın da 301 sayısına ulaşması pek mümkün görünmüyor.

Yeşiller ve Sol İttifakı’nın anket ortalaması % 10’un üzerinde. Bu blok bakımından ise iki sorun var: TİP’in ayrı liste ısrarı vekil sayısını aşağı çekebilir. İhtimal ki TİP bir zamanlar ÖDP’nin yaşadığına benzer bir yanılsama içerisinde kendi gücünü abartıyor. İkinci sorun kapatma davası. HDP’nin, ardından da HDP’nin devamı diye Yeşiller ve Sol Partisi’nin kapanması ihtimal dahilinde. Bu olaylar gerçekleşirse Türkiye siyaseti ciddi ölçüde savrulabilir.

Geldiğimiz yeri özetlersek: Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ilk turda sonuç çıkmayacak. Kılıçdaroğlu daha avantajlı ama karşısında da Erdoğan var. Her halükarda başa baş bir seçim bekliyor bizi. Mecliste ise muhalefet hem rahat hem de sıkıntı içerisinde. İki muhalif ittifak bakımından muhalefetin toplam vekil sayısı her halükarda Cumhur İttifakı’ndan fazla. Bu noktada kendilerini rahat hissediyorlar. Ama ortada çok parçalı bir yapı var. Dahası Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı olsa dahi HDP ve İyi Parti’nin mecliste işbirliği yapması imkansız.

“Türkiye bir yıl içerisinde tekrar seçime gidebilir” yargısı önemli ölçüde bu tabloyla ilgili. Erdoğan ikinci turda olsa da kazanabilir. Ama kazansa da meclis çoğunluğu olmadan ülkeyi nasıl yönetecek? Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı ise ipi göğüslemeye daha yakın. Ama cumhurbaşkanı seçimleri hala garanti değil. Mecliste muhalefetin çoğunluğa ulaşacağı ise daha akla yakın bir seçenek. Ama o çoğunluk gerçekten de bir işe yarayacak mı? HDP ile İyi Parti aynı noktada buluşmadıktan, muhalefetin farklı unsurları yan yana gelmedikten sonra meclis çoğunluğunun gerçekten de bir anlamı olabilir mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Meşhur Bilderberg toplantısına bu yıl hangi Türkler katılıyor

  Dışarıya tamamen kapalı bu kulüp, komplo teorisyenlerinin de sıkça beslendiği bir yer olma özelliğini taşıyor. Bu yıl, organizasyona 23 ül...