19 Temmuz 2010 Pazartesi

Düşünce gücü projesi

oplantıda konuşan Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, günümüzde bilim, teknoloji ve iletişimde çok hızlı gelişmeler sağlandığını, her alanda olduğu gibi eğitim alanında da her gün yeni yaklaşımlar ortaya çıktığını belirtti. Bakan Çubukçu, küresel boyutta ortaya çıkan gelişmelerin topluma her alanda yön verebilen, uluslararası düzeyle yarışabilen, teknolojik ve toplumsal gelişmelere uyum sağlayabilen, gözlem ve deneylerle elde edilen verilere dayalı olarak doğru kararlar verebilen, yeniliklere açık, eleştirel düşünebilen, değişimi algılayıp yönetebilen yaratıcı bireyler yetiştirilmesini zorunlu kıldığını vurguladı. Bu özelliklere sahip bireyleri yetiştirmek için öğretmenlerin çağın niteliklerine uygun donanımlara sahip olması gerektiğini anlatan Bakan Çubukçu, okul ve eğitim dışı öğrenme yöntemlerinin çoğaldığına, hızlı değişim ve gelişime,bilgiye erişimde kaynak sayısının arttığına işaret etti. Bakan Çubukçu, bu dönemde “Öğretmenlere ihtiyaç var mı?”, “Öğretmenlerin etkisi azalıyor mu?” sorularına karşın öğretmenlere eskisinden daha çok ihtiyaç olduğu belirterek, “Onların bilgiye ulaşma, erişme ve bilgiyi yönetebilme becerisi konusunda çocukların yetiştirilmesinde çok daha önemli rolleri olduğunu düşünüyorum” dedi. Eğitimde öğretmenin her dönemde önemli olduğunu belirten Bakan Çubukçu, ancak bugün artık doğru bilgiyle yanlış bilgiyi ayırt edebilme, ulaşılan doğru bilgiyi doğru yerde kullanabilme becerisine sahip olma, yaratıcı fikirler ve bunları hayata geçirme becerisinin elde edilmesinin tamamen öğretmenlerin elinde olduğunu kaydetti. Bakan Çubukçu, eğitimin fiziki şartlarını oluşturan okulların donanımı ne kadar çağdaş normlara uygun yapılırsa yapılsın, bunu toplumla paylaşacak, öğrencilere ulaştıracak olanların da öğretmenler olduğunu söyledi. Öğretmenlerin bilgiye ulaşmada öğrenciye yol göstermelerini, gelişmeleri yakından takip etmelerini, meslektaşlarıyla işbirliği yapmalarını ve paydaşlarla etkin görüş alışverişinde bulunmalarını beklediklerini ifade eden Bakan Çubukçu, şöyle konuştu:

“Eğitim sürecinde önemli rol oynayan öğretmenin niteliklerinin sorgulanması ve geliştirilmesi kaçınılmazdır. Sorgulama ve geliştirmede esas alınacak kriter ise öğretmen yeterlilikleridir. Kuşku temelli, sorgulayıcı bir yaklaşımla konulara bakma, analiz ve değerlendirme yapma, sorgulamak suretiyle neden ve niçinleri öğrenmeyi gerektiren eleştirel düşünme hiç kuşkusuz bilginin, bilimin ve tekniğin temelini oluşturuyor. Bu kapsama yenilenen öğretim programlarının öğretmenlerin sahip olması gereken yeterlilikle bağdaşmaktadır. Bu çalışmalar düşünme eğitimi temelinde uygulanmaktadır. Ayrıca düşünme öğretimi ilköğretim kademelerinde ders olarak yer almaktadır. Projenin çıkış noktasını da düşünme eğitimi oluşturuyor.”

Bakan Çubukçu, proje kapsamında 8 pilot ilde 4 bin 250 öğretmenin eğitiminin gerçekleştirildiğini belirterek, uygulamanın değerlendirilmesi amacıyla öğrenci, öğretmen ve yöneticilere yönelik anket ve mülakatların raporlaştırılması çalışması tamamlandığında arzu edilen sonuca ne kadar yaklaşıldığının görüleceğini söyledi. “Soran ve sorgulayan nesiller yetişmesini istiyorsak, bu sadece öğretmenlerin ve okulun değil, toplumun ve ailenin de görevidir. Bir yandan çocuklarımızı soru sormaya ve sorgulamaya yöneltirken, önlerindeki en büyük engelin, alışılagelmiş düşünme kalıpları ve gelenekler olduğunu unutmayalım. Sürekli sorular soran, yanıtlar arayan, anlamaya çalışan, merak eden çocuklar zamanla bundan vazgeçiyorsa, bunun sorumlusu bizim tutumlarımız.

Çocukları ve gençleri cesaretlendirmek, düşünce becerilerini geliştirmek için daha küçük yaşlardan başlayarak daha büyük çaba göstermeliyiz. Öğretmenlerin eğitimi de bu işin önemli bir boyutu. Proje, soran ve sorgulayan gençler yetiştirme amacına katkı sağlıyor. Ezbere dayalı eğitim sistemi yerine, öğrenmeyi öğrenen, bilgiye ulaşmayı bilen, soran ve sorgulayan bireyler yetiştirmeyi amaçlayan bakanlıkça yürütülen çalışmaları destekleyen her projeye her katkıya açık olduğumuzu vurgulamak istiyorum.”

Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer de projenin ilk etabının sonucunda 4 bin 250 öğretmene ulaşmanın heyecan verici ve mutlu edici olduğunu söyledi. Ülkenin 70 milyonu aşan nüfus içinde ortalama nüfusun 28 yaş olmasını önemsediklerini anlatan Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Dinçer, “Genç nüfus ülke için çok önemli. Ancak genç nüfus sadece kol, bilek gücü ile değil akıl gücü ile önemli. Bizim için önemli olan ileriye dönük, yaratıcı, yenilikçi, farklılık yaratan genç nüfusu ülkeye kazandırmak ve Türkiye’nin uluslararası, ekonomik boyutta ivme kazanmasını sağlamak” diye konuştu. Bu amaçla projeyi çok önemsediklerini ifade eden Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Dinçer, gençlerin hayatında önemli rolleri olan öğretmenlere, gençlere, yeni eğitim alacak öğrencilere ve sonraki nesillere iyi bir eğitim sistemi için el ele verdiklerini kaydetti.

ERG adına konuşan Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Tosun Terzioğlu da girişimin çalışmaları hakkında bilgi verdi. Eğitim reformu için çok önemli olan proje kapsamında 1 yılda 4 bin 250 öğretmene ve 141 bin 270 öğrenciye ulaşıldığını belirten Prof. Dr. Terzioğlu, “Eğitim,bir öğrencinin, düşünmesini öğrenmesi, en değerli hazinesi olan aklını kullanmasını bilmesi, öğrendiklerini aklının süzgecinden geçirerek içselleştirmesi ve soru sorabilmesi, sorularına doyurucu yanıtlar alabilmesidir” dedi.

Prof. Dr. Terzioğlu, eğitimde zaman zaman mucizeler beklenildiğini ancak sonucun yavaş yavaş alındığını anlattı. Prof. Dr. Terzioğlu, bugün atılan tohumların meyvelerinin çok daha sonra görüleceğini belirterek, eğitimde yapılanları sebatla izlemenin önemine dikkati çekti.

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, toplantının sonunda 148 eğitimciyi temsilen 9 eğiticiye, Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Dinçer ve Prof. Dr. Terzioğlu da 4 bin 250 öğretmeni temsilen 18 öğretmene sertifika verdi.

Yanlış Söylenen Sözcükler Bir Kılavuzda Toplandı

Yanlış Söylenen Sözcükler Bir Kılavuzda Toplandı


Türk Dil Kurumu (TDK), Türkçede yanlış söylenen sözcükleri bir kılavuzda topladı. Fikir babası Devlet Bakanı Mehmet Aydın olan 'Sıkça Yapılan Yanlışlara Doğrular Kılavuzu'na göre 'anlamazlık' yerine 'anlamamazlık'; 'acente' yerine 'acenta'; 'halüsinasyon' yerine halisünasyon kelimelerini kullanmak en sık yapılan yanlışlar arasında yer alıyor.

TDK, Sıkça Yapılan Yanlışlar Kılavuzu'nu sanal ortamda hizmete sundu. Sözlüğün fikir babası ise yanlış yazılan ve yanlış söylenen sözcüklerin belirlenerek bunların doğrularının gösterilmesiyle hazırlanacak bir yazılımın doğru ve güzel Türkçe kullanımını artırmaya yardımcı olacağını düşünen Devlet Bakanı Mehmet Aydın.

Bu hafta hizmete sunulan kılavuzda; yanlış yazılan ve söylenen kelimeler ile doğruları yer alıyor. Kılavuzda yer alan sıkça yapılan yanlışlardan bazıları şöyle: Naturel (doğrusu natürel), laylon (doğrusu naylon), nülüfer (doğrusu nilüfer), nisbet (doğrusu nispet), netekim (doğrusu nitekim), nötür (doğrusu nötr), nufuz (doğrusu nüfuz), labaratuvar (doğrusu laboratuar), nalet (doğrusu lanet), lavobo (doğrusu lavabo).

(CİHAN)

Öğrencilerin fen liselerine yerleşme şansı yüzde 20 arttı

Milli Eğitim Bakanlığı, sürpriz bir şekilde fen ve sosyal bilimler liselerinin kontenjanlarını bin 136 kişi artırdı.

Seviye Belirleme Sınavları (SBS) sonuçlarına göre tercihlerini yapmaya devam eden ilköğretim son sınıf öğrencilerine 'müjde' niteliği taşıyan kararla, fen ve sosyal bilimler liselerine iki hafta önce ilan edilen 9 bin 24 yerine 10 bin 160 öğrenci alınacak. Geçen seneye göre fen ve sosyal bilimler lisesi sayısını 30, kontenjan sayısını ise 696 artıran bakanlık, yeni kararıyla bu yılki kontenjan artışını bin 832'ye çıkardı. Böylece ilköğretim son sınıf öğrencilerinin en fazla tercih ettiği fen ve sosyal bilimler liselerine öğrencilerin girme şansı bir yılda yüzde 20 arttı. Bu karar, bir sınıfta 24 öğrencinin okuduğu fen ve sosyal bilimler liselerinde sınıflara birer sıra ilave edileceği anlamına geliyor.

Resmi Gazete'de dün yayımlanan yönetmelik değişiklikleriyle fen ve sosyal bilimler liselerine yeni alınacak öğrenci sayısı 96'dan 104'e çıkarıldı. Bu liselerin 9. sınıfları için en fazla '4 şube açabileceği' kuralı bulunurken, yapılan değişiklikle 'okulun fiziki imkân ve donanımı ile öğretmen sayısı dikkate alınarak 5. bir şube daha açılabilmesine' imkân sağlandı. 5. şubelerin bu yıla yetişmesi 'zor' görünürken, bakanlık yetkilileri her şube için 2'şer kontenjan artışının bu yıl uygulanacağını kaydetti. Ortaöğretim Genel Müdürlüğü'nün Anadolu liselerindeki gibi fen ve sosyal bilimler liselerindeki sınıf mevcudunun 30 olmasını teklif ettiği, Talim ve Terbiye Kurulu'nun ise kontenjanı 'eğitim kalitesi' açısından sayıyı 26'da tuttuğu öğrenildi. Yeni yönetmelikle özel fen liselerinden 'boş kontenjan olması ve öğrencinin puanının gideceği fen lisesinin taban puanından düşük olmaması' şartıyla resmi fen liselerine nakil imkânı da getirildi.

Bu arada fen, Anadolu, sosyal bilimler ve bazı meslek liselerine öğrenci yerleştirmek amacıyla gerçekleştirilen SBS sonuçlarının da katılarak hesaplandığı Ortaöğretime Yerleştirme Puanı'na (OYP) göre tercih yapma süresi yarın sona eriyor. Yeni düzenlemeyle bu yıldan itibaren adaylardan 2. kez tercih alınacak, ayrıca yedek liste uygulaması yapılacak. En fazla 12 tercihte bulunacak adayların 1. yerleştirme tercih başvuruları salı günü sona erecek. 1. yerleştirme sonuçları 26 Temmuz'da açıklanacak. Sonuçlara göre kayıtlar 26 Temmuz-4 Ağustos arasında yapılacak. Bu kayıtlar sonrası boş kalan kontenjanlar 4 Ağustos'ta ilan edilecek.

2. yerleştirme için tercih başvuruları 5-11 Ağustos arasında alınacak. Bu dönemde öğrenciler, en fazla 6 okul tercihinde bulunabilecek ve yeni bir yerleştirme gerçekleştirilecek. 2. yerleştirme sonuçları, 16 Ağustos'ta duyurulacak. 2. yerleştirmeye göre kayıtlar 16-20 Ağustos tarihleri arasında yapılacak. Tercihler, öğrenci velisince 'http://oges.meb.gov.tr' adresinden yapılabiliyor.

İbrahim Asalıoğlu

Zaman

Banka Promosyonlarında İki Yeni Düzenleme

ESKİ MADDE METNİ

"5- Dağıtılacak promosyonlar, ilgili banka tarafından personel adına açılan hesaba her personel için eşit tutarlarda aktarılmak suretiyle altı aylık periyotlarla ödenecektir."

YENİ MADDE METNİ

“5- Dağıtılacak promosyonlar, ilgili banka tarafından personel adına açılan hesaba aktarılmak suretiyle ödenecektir.”

DEĞERLENDİRME

Yukarıdaki madde metnine göre;

1- Artık yüksek maaş alan kurum personeli için yüksek banka promosyonu belirlenmesi mümkün olabilecektir. Daha önce, kişi hizmetli de olsa daire başkanı da olsa aynı miktarda banka promosyonu alabilmekteydi.

2- "Altı aylık periyot" düzenlemesi kaldırılmıştır. Burada, kamu kurumlarına "periyotu" kendilerinin belirlemesi gibi bir imkan verildiği belirtilse de, söz konusu düzenlemenin "tek bir defada" ödenmesi gibi bir anlamda çıkması mümkündür. Eğer "tek bir defada ödenmesi" yorumu esas alınırsa, promosyon ödendikten sonra kuruma gelen kişi bu imkandan yararlanamayacaktır. Bir örnek verecek olursak; Adana İl Milli Eğitim Müdürlüğü 5 Ağustos 2008 tarihi itibariyle bir bankayla anlaşmış olsun. Promosyonlar da, 15 Ağustos'da bir defada bankaya yatsın. 15 Ağustos tarihinden sonra kuruma atanacak hiçbir öğretmene promosyon verilmeyecektir. Halihazırdaki uygulamada, ikinci taksite kadar kuruma yeni gelen personel, ikinci taksit sırasında ödenecek toplam promosyon miktarına dahil edilmekteydi.

Sözleşmeli öğretmenler zorunlu hizmetten nasıl muaf olabilir?

MEB Sözleşmeli öğretmen iken, kadrolu öğretmen olarak atananların; Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinde belirlenen zorunlu çalışma yükümlülüğü öngörülen hizmet bölgelerinden; 3. hizmet bölgesinde, 2. hizmet bölgesinde ve 1. hizmet bölgesinin (D) ve ( E )sınıfı ilçelerinde geçirmiş oldukları sürelerin zorunlu çalışma yükümlülüğü öngörülen süreler kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine dair açıklamaları “MEB'den, 4/B'li iken kadrolu öğretmen olanların zorunlu hizmet bölgesine ilişkin açıklama” haberimiz de yayınlamıştık.

Akabinde 06/05/2010 tarih ve 27573 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Atama ve Yer Değiştirme yönetmeliği ile hizmet bölgelerinin değiştirilmesi sonucunda bu hizmet bölgelerinden göre; 4, 5 ve 6. hizmet alanlarına dâhil bir okulda görevli sözleşmeli öğretmenlerin buradaki görev süreleri zorunlu hizmetten sayılması gerektiğine dair bakanlığın yeni bir yazı yayınlamasını ve bu yazıda Sözleşmeli öğretmenler açısından; Hesaplanan bu sürelerin ne kadar olduğunda zorunlu hizmetinin bitmiş sayılacağının açıklanması gerektiğini “Sözleşmeli öğretmenlerin zorunlu çalışma süreleri” haberimizde vurgulamıştık.

Burada şu soru akla gelmektedir. Bilindiği üzere, 06.05.2010 tarih ve 27573 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin “Zorunlu çalışma yükümlülüğü süreleri” başlıklı 27. maddesinde; bu Yönetmeliğin yayımı tarihinden sonra Bakanlık öğretmen kadrolarında göreve başlayanlara ilişkin zorunlu hizmet süreleri düzenlenmiş, Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce Bakanlık kadrolarında göreve başlayan öğretmenler ise zorunlu hizmet yükümlülüğünden muaf tutulmuştur.

Bu haktan 06.05.2010 tarihinden önce göreve başlayan sözleşmeli öğretmenler neden faydalanamamaktadır?

06.05.2010 tarih ve 27573 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin “Tanımlar” başlıklı 4.maddesinde “n) Öğretmen: Yükseköğretim kurumlarında genel kültür, özel alan ve pedagojik formasyon eğitimi alarak yetişmiş olan ve her derece ve türdeki örgün ve yaygın eğitim kurumları ile kurs ve seminerlerde eğitim ve öğretim hizmetlerini yürütmek üzere atanan kişileri,” şeklinde yer alan öğretmen tanımı nedeniyle bu yönetmelik sözleşmeli öğretmenleri kapsamamaktadır.

Sözleşmeli öğretmenler bu haktan nasıl faydalanabilir?

Yukarıda da belirttiğimiz üzere sorun yönetmeliğin öğretmen tanımındadır.

06/05/2010 tarih ve 27573 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin bazı maddelerin iptali için Danıştay nezdinde açılan davada; Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin “Tanımlar” başlıklı 4.maddesinde “n) Öğretmen: Yükseköğretim kurumlarında genel kültür, özel alan ve pedagojik formasyon eğitimi alarak yetişmiş olan ve her derece ve türdeki örgün ve yaygın eğitim kurumları ile kurs ve seminerlerde eğitim ve öğretim hizmetlerini yürütmek üzere atanan kişileri,” şeklin yer alan öğretmen tanımından “atanan kişiler” ibaresinin sözleşmeli öğretmeleri kapsamadığı gerekçesi iptali istenmektedir.

Dava dilekçesinde “atanan kişiler” ibaresinin iptali için “1)Yönetmeliğin Tanımlar başlıklı 4/n maddesi “Öğretmen: Yükseköğretim kurumlarında genel kültür, özel alan ve pedagojik formasyon eğitimi alarak yetişmiş olan ve her derece ve türdeki örgün ve yaygın eğitim kurumları ile kurs ve seminerlerde eğitim ve öğretim hizmetlerini yürütmek üzere atanan kişileri” hükmü uyarınca öğretmen olarak eğitim ve öğretim hizmetlerini yürütmek üzere atanan kişiler tanımlanmıştır. Ancak; öğretmen olarak görevlendirilen 657 sayılı D.M.K. kanunu 4/B maddesi uyarınca istihdam edilen kişiler bu yönetmelikte tanınan haklardan yararlanamamaktadır.
657 sayılı kanunun 4/B maddesi “Sözleşmeli personel: (1) Kalkınma planı, yıllık program ve iş programlarında yer alan önemli projelerin hazırlanması, gerçekleştirilmesi, işletilmesi ve işlerliği için şart olan, zaruri ve istisnai hallere münhasır olmak üzere özel bir meslek bilgisine ve ihtisasına ihtiyaç gösteren geçici işlerde, Bakanlar Kurulunca belirlenen esas ve usuller çerçevesinde kurumun teklifi ve Devlet Personel Başkanlığının görüşü üzerine Maliye Bakanlığınca vizelenen pozisyonlarda, mali yılla sınırlı olarak sözleşme ile çalıştırılmasına karar verilen ve işçi sayılmayan kamu hizmeti görevlileridir.” Hükmü bulunmaktadır. Bu hükümden anlaşılacağı üzere bu statüde görev yapan personel kamu hizmeti görevlileridir.
Bakanlık tarafından yönetmelikte hiçbir hak vermediği sözleşmelilere kılavuzlarla herhangi bir kurala bağlı kalmaksızın sadece özür grubu yer değişikliği hakkı verilmektedir. Bakanlık tarafından 2010 yılı için Sözleşmeli Öğretmenlerin Özür Durumuna Bağlı Yer Değiştirme ve İlk Defa Sözleşmeli Öğretmen Görevlendirme Takvimi yayımlanmıştır. Bu takvimde ilk defa 4/B statüsünde görev yapacak olanlara İlk Defa Sözleşmeli Öğretmen Görevlendirme Takvimi adı altında belirli tarihler verilerek duyuru yapılmıştır. Görüleceği üzere 4/B statüsünde görev yapanların göreve başlamalarına atama olarak değil görevlendirme olarak bakılmaktadır. Buradan net bir biçimde tanımlar başlıklı 4/n maddesinde atananlardan kastın 4/A kapsamında kadrolu olarak görev yapanlar olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca anılan yönetmeliğin 13/d maddesinde yer alan “Kamu kurum ve kuruluşlarında kanun veya kanun hükmünde kararnameler kapsamında sözleşmeli memur statüsünde çalışanlardan ilk defa öğretmenliğe atanacaklar, ilk atama kapsamında başvuruda bulunabilirler.”, Atama Şartları başlıklı 11/g maddesinde yer alan “Öğretmenliğe ilk defa atanacaklar bakımından başvuruların ilk günü itibarıyla 40 yaşından gün almamış olmak. Ancak, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (B) bendi kapsamında sözleşmeli öğretmen pozisyonunda hâlen görev yapanlar…...” ibaresinden yine sözleşmeli öğretmen olarak görev yapanların bu görevlerinin atama olarak değerlendirilmediği görevlendirme olarak değerlendirildiği net bir biçimde görülmektedir.

Sözleşmeli öğretmenleri bu tanıma göre öğretmen olarak değerlendirmeyen davalı idare bu statüde geçen süreleri dahi hizmetten saymamaktadır. 4/B maddesinde çalışanlar sadece özürleri olduğu durumlarda yer değişikli talep edebilmektedirler. Ancak bu da yukarıda izah ettiğimiz üzere sadece kılavuzlarla düzenlenen bir uygulama ile yapılmaktadır" gerekçeleri öne sürülmüştür.

Bu davanın kazanılması halinde Öğretmen tanımına sözleşmeli öğretmenlerde dâhil olacağı için 06.05.2010 tarihinden önce göreve başlayan sözleşmeli öğretmenler de zorunlu hizmetten muaf olacaklardır.

Ayrıca; 06.05.2010 tarihinden önce göreve başlayan sözleşmeli öğretmen, bir dilekçe ile görev yaptığı kurum aracılığıyla Bakanlık Personel Genel Müdürlüğüne başvurarak zorunlu hizmetten muaf sayılmasını isteyecek gelen olumsuz cevaba yukarıdaki gerekçelerle dava açabilecektir.

Sözün özü; MEB 06.05.2010 tarihinden önce göreve başlayan sözleşmeli öğretmenleri zorunlu hizmetten muaf saymalı ve tüm sözleşmeli öğretmenleri kadroya almalıdır.

Meşhur Bilderberg toplantısına bu yıl hangi Türkler katılıyor

  Dışarıya tamamen kapalı bu kulüp, komplo teorisyenlerinin de sıkça beslendiği bir yer olma özelliğini taşıyor. Bu yıl, organizasyona 23 ül...