24 Haziran 2013 Pazartesi

SENDİKAL FAALİYET HK. DPB GÖRÜŞÜ






MEB'DE ÇOK SICAK GELİŞMELER OLUYOR!

İnsan Kaynakları Genel Müdürü Hikmet Çolak Umudunu Kesmiş
Çolak’la geçen hafta görüşen bir yöneticinin izlenimlerine göre Çolak görevden alınacağı kanaatini sözleri ve vücut diliyle belli etmiş. Özel bir görüşmenin detaylarını burada yazacak değiliz ama bize aktarılana göre Çolak kısa zamanda görevden alınacak veya ayrılacak.

Ayrıca Çolak görüşmede şunları kaydetmiş: ‘Sayın Bakan’ın en öncelikli konularından biri taşra yöneticilerinin yer değiştirmesi. Taslak yayınlandıktan sonra bu hafta yayınlanacağına kesin gözüyle bakıyorum.’

Erdoğan Ayata Kırşehir’den Ayrıldı

Eski Kayseri ve Eskişehir, yeni Kırşehir il milli eğitim müdürü Erdoğan Ayata bir ay yıllık izin alarak Kırşehir’den ayrıldı. Aldığımız bilgilere göre Ayata Kırşehir’e dönmeyecekmiş gibi ayrılmış. Ankara’da genel müdürlük düzeyinde bir görev uman Ayata grup başkanlığı görevini kabul etmeyeceğini ifade etmiş. Ayata’nın Kayseri merkez ilçelerinden birinde belediye başkanı adayı olabileceği de konuşuluyor.
...
Müsteşarlık koltuğuna Yusuf Tekin’in oturmasıyla üzerindeki ölü toprağını atan Milli Eğitim Bakanlığı’ndan artık beklentiler yükseldi. Geçen hafta eğitimcilerin görüşü alınmak üzere yayınlanan taslağa 5000 yorum ve 1000 öneri gönderildiği, bunun değerlendirildiği ve yönetmeliğin her an yayınlanabileceği söyleniyor. Taşra yöneticileri yer değiştirme yönetmeliğinin bu hafta içi belki de bu gece yayınlanabileceği konuşuluyor. Bazı eğitim sitelerinde ortaya atılan ‘<il müdür yardımcıları ve ilçe müdürlerinin rotasyonunun yapılacağı, şube müdürlerinin rotasyonunun bir yıl erteleneceği’ iddiaları her ne kadar neye dayandırılıyor bilemiyorum ama şube müdürlüklerinde görevli EBS’lilerin yerlerinde bir yıl daha kalması amacıyla bir ‘orta yol’ bulunmuş olabilir.

Ayrıca eğitim yöneticileri konusunda da saatler sayılıyor. İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü yönetici atama konusunda ikinci bir duyuruya kadar işlem yapılmaması konusunda bir duyuru yayınladı. Bu her an eğitim kurumu yöneticileri yönetmeliğinin açıklanabileceği anlamına geliyor.
Metin KOÇER

Read more: http://www.mebpersoneli.com.tr/ozel/mebde-cok-sicak-gelismeler-oluyor-h87626.html#ixzz2X4n5w3Oq

Öğretmenler için kariyer çalışmaları..

Milli
Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf TEKİN, sosyal medya üzerinden öğretmenlere cevap veriyor. Son olarak özlük hakları konusunda çalışma var mı sorusuna 'O konuda çok ciddi olarak çalışıyoruz.' dedi.

İşte Müsteşarın açıklamaları:

Değerli öğretmen arkadaşlar, sanal ortamda oldukça verimli bir etkileşim içindeyiz. Katkı sağlayan herkese teşekkürler. En son dün ***

*** yaptığım paylaşımlara yoğun bir yorum ve öneri geldi. Teşekkürler. Bu önerilerde sıklıkla öğretmenlerin özlük hakları ile ilgili neler**

** yaptığımız soruldu. O konuda çok ciddi olarak çalışıyoruz. Temel hedefimiz öğretim üyeliğini ve öğretmenliği kariyer meslek tanımı ***

*** içine almak. Temel önerimiz kamudaki diğer kurumlarda yer alan uzman yardımcısı ve uzman sürecinin eğitim camiasında da karşılığını ***

** oluşturmak. Öğretmenliğin kariyer meslek olarak tanımlanması birçok sorunu çözecektir. Sn. Bakanımız Nabi Avcı bu konuda sürekli ***

*** bizleri talimatlandırıyor. Yakın bir zamanda taslağın ayrıntıları kamuoyu ile paylaşılır. Öğretmenliğin kariyer meslek olarak ***

*** bu sorunu kökünden çözecek inşallah. Hepinize iyi tatiller..


Read more: http://www.mebpersoneli.com.tr/bakanlik/ogretmenler-icin-kariyer-calismalari-h87934.html#ixzz2X4m0DDn0

Serbest Etkinlik Amacına Ulaştı mı?

Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı, ilk olarak ilköğretim ders müfredatına giren “Serbest Etkinlikler” dersinin, nasıl uygulanacağını belirleyen bir yazı yayımladı. 2010-2011 Öğretim yılında uygulanmak üzere,  03/09/2010 tarih ve 6181 sayılı “Serbest Etkinlikler” konulu yazı, serbest etkinlik ders saatlerindeki uygulamaların nasıl olacağını açıklıyor.
Yazıyla, ilköğretim kurumlarındaki öğrencilerin zorunlu ders saatinin azaltılarak ders yükünü hafifletmek, öğrencilere okulu daha çok sevdirmek, istek ve yetenekleri doğrultusunda etkinlikler yapmalarına ve ders seçmelerine imkân vermek amacıyla gelişmiş ülkelerdeki uygulamalar, akademik çevreler ve alandan gelen bildirimler de dikkate alınarak “İlköğretim Kurumları Haftalık Ders Çizelgesi”nin yeniden düzenlenerek; ilköğretim okullarının haftalık zorunlu ders saati toplamı 1, 2 ve 3.sınıflarda 25; 4 ve 5. sınıflarda 26 ders saati olarak belirlenmiş, buna ilaveten 1, 2 ve 3. sınıflarda 5, 4 ve 5. sınıflarda da 4 ders saatinde serbest etkinlik uygulamalarının yapılmasına  karar verildiği belirtilmiş.
 
Bakanlık yazısında, Serbest etkinliklerin amacı; “öğretici ve eğlendirici uygulamalar yoluyla öğrencilerin okulu daha çok sevmelerini, bir aile ortamı gibi benimsemelerini, okulda kendilerini rahat ifade edebilmelerini, güvende hissetmelerini, daha mutlu olmalarını sağlamak, diğer öğrencilerle etkileşimlerini artırarak sosyalleşmelerine yardımcı olmak; zihinsel, fiziksel, sosyal ve kültürel gelişimlerine katkı sağlamaktır. Serbest etkinlik saatinde uygulanacak etkinlikler yoluyla öğretmenler öğrencilerinin yeteneklerini ortaya çıkarabilecek ortamlar düzenlerken öğrenciler kendilerini tanıma imkânı elde edeceklerdir.” şeklinde belirlenmiş; Serbest etkinlik saatlerinde öncelikle öğrencilerin eğlenerek öğrenmelerine, yaratıcı zekâlarını ve hayal güçlerini; yardımlaşma, dayanışma, iş birliği, dürüstlük, empati kurma, öz güven, liderlik vb. özelliklerini geliştirmelerine, sosyal çevrelerini, yaşadıkları ortamı, millî, manevi ve evrensel değerleri tanımalarına, yaşadıkları sorunlara çözümler üretebilmelerine, toplumla uyumlu ve topluma katkısı olan bireyler olarak yetişmelerine imkân sağlayacak nitelikte uygulamalara yer verilmesi gerektiği üzerinde durulmuştur.
 
Bu çerçevede, serbest etkinlik saatlerinde öğrencilerin yaşları ve kavrama düzeyleri dikkate alınarak kişilik gelişimine yönelik; kitap okuma, drama, film izleme, yarışma, oyun, gezi ve gözlem, spor, sanat etkinlikleri vb. yapılması; öğrencilerin farklı ortamlarda bulunmaları sağlanarak sosyal yaşam becerilerinin geliştirilmesi, öğrencilerle birlikte çarşı, pazar gibi alışveriş ortamlarına giderek bütçe oluşturma, kaliteli ve uygun fiyatlı ürünü seçilmesi, çevrenin imkânları ölçüsünde sebze meyve yetiştirme, balık tutma vb. faaliyetler, yaşanılan çevreyi düzenleme, bölgenin gelir kaynağı olan meslekleri tanıma, trafik ve ev kazalarından korunma gibi etkinliklerin yaptırılması, anne babalar sınıflara davet edilerek meslekleri ve çalışmaları hakkında  öğrencilerin bilgilendirilmesi, kurum ve kuruluşlara ziyaretler düzenlenmesi gibi faaliyetler yaptırılması önerilmiştir.
 
Yine, öğrencilerin ihtiyaçları doğrultusunda özel yeteneklerini geliştirmeye yönelik etkinlikler düzenlenmesi, sınıfça okuma ve buna yönelik canlandırma, anlatılan olayı resimleme vb. etkinlikler yapılması, müzik, resim ve sporla ilgili faaliyetler yapılabileceği; öğrencilerin yabancı dildeki ses ve kelimelere aşinalığını artırmak amacıyla sınıf seviyesinde şarkı söyleme, oyun oynama, drama vb. etkinlikler yapılması, ayrıca öğrencilerin zihinsel becerilerini geliştirmeye  yönelik satranç turnuvaları, yarışmalar, bulmacalar, oyunlar, şenlikler, şiir, müzik dinletileri vb. düzenlenebileceği görüşlerine yer verilmiştir.
Yazıda, “Serbest Etkinlik” dersi ile ilgili amaç ve uygulama önerileri bu kadar detaylandırıldıktan sonra, yapılmaması gereken uygulamalar da şöyle belirlenmiştir;
Serbest Etkinlik saatinde, deneme sınavları, sınavlara hazırlık ve telafi eğitimi kesinlikle yapılmayacaktır. Beden eğitimi, müzik ve görsel sanatlar derslerinin olduğu günlerde serbest etkinlik uygulamalarının yapılmamasına özen gösterilmelidir. Serbest etkinlik saatinin içeriği ve işlenişi konusunda aileler de bilgilendirilerek gerekli iş birliği sağlanmalıdır.
2012-2013 Öğretim Yılında, İlkokullar ve Ortaokullar Haftalık Ders Çizelgesi yeniden belirlenirken, Serbest Etkinlikler dersinin, haftalık ders saati sayısı da değişti. Bu değişikliğe göre, 1.2. ve 3.sınıflarda 5 saat; 4.5. sınıflarda 4 saat olan serbest etkinlikler, 1.sınıfta 4, 2. ve 3.sınıflarda 2 saat olarak belirlenmiş, 1,2 ve 3.sınıflarda azaltılan ders, 4 ve 5.sınıflarda uygulamadan kaldırılmıştır. 
Serbest etkinlikler dersinin bugüne kadar süregelen uygulanmasına bakacak olursak; elimizde bilimsel bir araştırma sonucu olmamasına rağmen, Tün Eğitim Müfettişleri Derneğinin (TEM-DER), “4+4+4’ün   7 Aylık Uygulanmasında  Karşılaşılan  Problemler  ve  Çözüm   Yolları” başlıklı raporunun 3.maddesinde, Serbest Etkinlikler dersinin uygulanması ile ilgili olarak; “İlkokullardaki  ‘Serbest Etkinlikler’ derslerinin amacı doğrultusunda uygulanmadığı ortaya çıkmıştır. Bu ders öncelikle mihver derslerin programının yetiştirilmesi için veya öğrenciler boş bırakılarak zaman israfına sebep olmaktadır.” tespiti yapılmıştır. Bu tespit MEB’in, Serbest Etkinlikler dersinde yapılmaması gereken uygulamalar adı altında sıraladığı yasakların, öğretmenler tarafından dikkate alınmadığı ve bu dersi amacına uygun olarak işlemedikleri gerçeğini gözler önüne sermiştir. TEM-DER, çözüm önerisi olarak da;
“Bu sorun kapsamlı, ayrıntılı ve alternatifli materyal ve etkinliklerin öğretmenlere sunulmasıyla çözülebilir. Serbest Etkinlikler Dersinin farklı amaçlar için kullanılabilmesinin önüne geçilmelidir.” önerisinde bulunarak, izlenecek yol haritasını çizmiştir.
Zaten Bakanlığın, Serbest Etkinlikler ders saatlerini azaltmasının altında yatan gerçek nedenin, bu dersin uygulanmasından yeterince verimin alınamamasının olduğunun ortaya çıkmasıdır. 
Yine, büyük umutlarla öğrencilere ve velilere seçenek sunma esprisiyle, “zorunlu” olmaktan çıkarılan “Serbest Etkinlikler” dersi, uygulandığı 3 öğretim yılı boyunca, hep zorunlu olarak algılanmış ve bu şekilde uygulanmıştır. Bu dersin seçmeli olduğu konusunda, ne idareciler ve öğretmenler gerçekten bilgi sahibi olmuş, ne de veliler bu konuda bilgilendirilmiştir.
Uygulandığı 3 yıl gibi bir sürede, çıkarılış amacına ulaşmayan, amacı doğrultusunda işlenemeyen ve zaten çoğunluğu ikili eğitim yapan ilkokullarda, serbest etkinlikler dersinin uygulamadan kaldırılması, haftalık 30 ders saati altında ezilen öğretmen ve öğrencilerin bu anlamsız eziyetten kurtarılması ve haftalık ders saati sayısının, 5-9 yaş grubu çocuklara daha uygun olan haftalık  25 ders saatine çekilmesi, öğrencilere ders açısından hiçbir eksiklik yaşatmayacaktır.
Zaten, 2012-2013 Öğretim yılında yürürlüğe giren ilköğretim haftalık ders çizelgesiyle, ilkokullarda “Oyun ve Fiziki Etkinlikler Dersi” uygulanmaya başlanmıştır. Benzer içerikte iki dersin olması, şeklen olduğu kadar, içerik olarak da öğretmenlerin işini zorlaştıracaktır. Yapılması gereken ya öğretmenlere bir dosya halinde bu ders ile ilgili materyallerin sunulması, ya da bu dersin uygulamadan kaldırılmasıdır.


Read more: http://www.mebpersoneli.com.tr/serbest-etkinlik-amacina-ulasti-mi-makale,1100.html#ixzz2X4jmEWBm

21 Haziran 2013 Cuma

MEB 2013 il içi tayin


Milli Eğitim Bakanlığı, 15.05.2013 tarih ve 980028 sayılı “Yer Değiştirmeler” konulu yazısında daha önceki haberlerimize paralel işlemlerin yapılması gerektiğini İlMilli Eğitim Müdürlüklerine bildirmiştir.
 
OKUL DÖNÜŞÜMLERİ MAYIS SONU İTİBARİYLE TAMAMLANMALI
 
Bakanlık ilk önce ilköğretim okullarının bağımsız ilkokul veya ortaokul şeklinde yapılandırılmalarının Mayıs sonu itibariyle tamamlanmasını istemiştir.
 
DÖNÜŞÜM SONRASINDA NORM KADRO GÜNCELLEME İŞLEMLERİ YAPILMALI
 
Norm kadro güncelleme işlemleri 20 Mayıs 21 maziran 2013 tarihleri arasında yapılacaktır. Bu esnada sınıf öğretmenlerinin önceki sınıflarını okutmaya devam etmelerinin sağlanması istenmiştir.
 
NORM FAZLASI ÖĞRETMENE TERCİH HAKKI SUNULACAK
 
Okullara yapılan atamalar sonrasında norm kadro güncellemesi yapılacak, norm fazlası öğretmenlere, o eğitim kurumunda çalışılması geken süre şartı aranmadan il içinde yer değişikliği isteğinde bulunması hakkı tanınacaktır.
 
Norm fazlası öğretmen bulunması ama ayrılaya istekli öğretmen bulunmaması halinde, hizmet puanı en düşük öğretmen norm fazlası olarak belirlenecek, bu öğretmenler öncelikle o eğitim bölgesindeki okullara, bunun mümkün olmaması halinde ise ilçe içindeki veya il içindeki diğer okullara atanacaklardır.
 
SIRASIYLA ÖĞRETMEN ATAMALARI
 
1- Önce il içi ve iller arası isteğe bağlı ve zorunlu çalışma yükümlülüğüne bağlı nakil işlemleri yapılacak. Bu işlemler Haziran ve Temmuz aylarında yapılacak.
 
2- Alan değişikliği işlemleri Temmuz ayında yapılacak.
 
3- Özür durumundan yer değiştirmeler 15 Temmuz ila 5 Ağustos arasında yapılacak.
 
4- KPSS puanına dayalı ilk atamalar 16 ila 29 Ağustos arasında yapılacak.
 
Bakanlık Ağustos sonuı itibariyle tüm atama ve yer değiştirme işlemlerini sonuçlandırmayı planlamaktadır.

19 Haziran 2013 Çarşamba

Okuma Hızları

Okuma Hızları
Yavaş
<160
k
elime/dakika



Hızlı
350-800
kelime/dakika
Çok Hızlı
800-1300
kelime/dakika
Dakikada 80 - 160 kelime : Yavaş okuyucu. Böyle çok yavaş bir hızda düşük bir konsantrasyon
 vardır. Bu hızdaki okuyucuların genellikle anlama oranları da düşüktür
Dakikada 160 - 220 kelime : Bu değer Türkiye ortalamasıdır. Bu hızdaki konsantrasyon ve
 anlama oranı da genellikle düşüktür.
Dakikada 220 – 320 kelime: Bu aralık Türkiye’de hemen ortalama üstü iken, bu değer birçok
batı ülkesinde sadece ortalamadır.
Dakikada 320 - 500 kelime : Bu değer ortalama üstü bir değer olup, okuma hızı açısından
konsantrasyonun artma başlangıç noktasıdır.
Dakikada 500 – 800 kelime : Bu değer hem Türkiye, hem de gelişmiş batı ülkeler okuma hızı
ortalamalarına göre hızlı bir okuma değeridir. Bu hız aralığında okuyan çoğu kişinin interaktif ve
doğru bir hızlı okuma eğitimine veya kursuna katıldığı anlaşılmaktadır. Bu guruptaki okuyucuların
okuma hızlarıyla birlikte anlama oranları da yüksektir.
Dakikada 800 – 1300 kelime : Fiziksel açıdan dakikada 1300 kelime üzerine çıkmak teorik
olarak imkansızdır. Bu aralıkta çok hızlı okuyan okuyucular genellikle dakikada 500 - 800
aralığındaki okuma hızına oranla, bir miktar anlama kaybına uğrarlar. Ancak bazı çok özel hızlı
okuma eğitimlerinde dakikada 800 kelimenin üzerindeki okumalarda da anlama oranını yüksek
tutmayı sağlayan özel stratejiler öğretilmektedir.

HIZLI OKUMA TEKNİKLERİ HIZLI OKUMAYI NASIL SAĞLAR

HIZLI OKUMA TEKNİKLERİ HIZLI OKUMAYI NASIL SAĞLAR
Hızlı okuma teknikleri hızlı okumayı sağlamak için şu becerileri geliştirmeye çalışır;
1-) Her bir kelime bloğu içinde okunan kelime sayısını artırmaya çalışır (görme açısının genişletilmesi).
2-) Her bir okuma bloğunun okunma süresini azaltmaya çalışır (görsel algılama ve beynin algılama hızının artırılması).
3-) Okunan blokların kayıpsız olarak beyne yerleştirilmesini hedefler (beynin hafızaya yerleştirme ve hatırlama becerilerinin geliştirilmesi).
4-) Yukarıda belirtilen maddelerin sonucu olarak geri dönüşlerin ve takrarlı okumaların minimuma indirilmesi (konsantrasyonun artırılarak anlama oranının yükseltilmesi).
Hızlı okuma tekniklerini öğrettiğini iddia eden çoğu eğitim bu maddelerden sadece birincisine yüklenir. Esasen tek başına bu işlem hızlı okumayı sağlayamaz. Çünkü beynin hızlı bir şekilde algılamasını, öğrenilen bilgilerin hafızaya yerleştirilmesini ve gerektiğinde hatırlanmasını sağlayacak teknik ve uygulamaların yapılması göz açılarının genişletilmesinden çok daha önemlidir. Dördüncü maddede belirtilen geriye dönüşlerin çoğunun temel nedeni de ikinci ve üçüncü maddelerde belirtilen beyin fonksiyonlarının bilinçli olarak kullanılmamasından kaynaklanmaktadır.
Bir veya iki günde hızlı okuma tekniklerini öğrettiğini iddia eden kurslar da vardır. Ancak bu kadar kısa bir zamanda hızlı okumanın sağlanması ve anlama oranının artırılması mümkün değildir. Bazı hızlı okuma kursları da sadece okuma hızını artırmakta, anlama oranı ile hiç ilgilenmemektedir. Unutmayın, anlama oranını da birlikte artıramayan bir hızlı okumanın hiçbir anlamı yoktur.

Hızlı Okuma Teknikleri

HIZLI OKUMA TEKNİKLERİ
Bilginin hızla çoğaldığı çağımızda hızlı okuma tekniklerini öğrenmek neredeyse zorunlu bir hale gelmiştir. Hızlı okuma tekniklerini öğrenmek ve kullanmak yazılı materyalleri hem daha hızlı okumanızı, hem de daha fazla anlamanızı sağlamaktadır.
Her okumanın kritik noktası, okumadan önce okuyacağınız materyalden hangi bilgileri almak istediğinizi bilmekten geçer. Amacınız okuyacağınız dokümanın tartıştığı konunun sadece yapısını öğrenmekse, konuya sadece bir göz gezdirmek yeter. Tartışılan konunun tüm detaylarını algılamak istiyorsanız, bu kez parçaya bir göz gezdirmek yetmez, hiçbir şeyi atlamadan tam lineer okuma yapmalısınız.
Hızlı okuma tekniklerini öğrenmek ister göz gezdirin, ister tam lineer okuma yapın, her türlü okumada size çok önemli bir zaman kazandırmaktadır.
HIZLI OKUMAYI ENGELLEYEN TEKNİK PROBLEMLER
İlgilenmediğiniz detayları ihmal etmeyi çok iyi bilseniz de okuma stilinizdeki diğer bazı teknik problemleri çözmek okuma hızınızı ciddi şekilde artırır.
Çoğumuz ilkokul birinci sınıfta küçük çocukların tane tane okuduğu gibi okumayı öğrendik. Ancak bir yetişkin veya daha ileri seviyede bir öğrenci olarak şimdi aynı şekilde okumuyoruz. Şu anda bu makaleyi okurken göz kaslarınızın nasıl hareket ettiğini bir düşünün. Gözünüz önce bir grup kelimeyi görüyor ve okuyor, daha sonra diğer bir kelime grubuna geçiyor ve işlem böyle devam edip gidiyor. Yani her defasında kelimeleri blok blok okuyorsunuz. Kelimeleri tek tek okumuyorsunuz. Hatta mutemelen sürekli ileriye doğru kelime bloklarına doğru devam etmiyorsunuz. Tam olarak anlamadığınızı düşündüğünüz kelime bloklarına zaman zaman geri dönüp onları tekrar okuyorsunuz.
Hızlı okuma tekniklerini iyi öğrenmiş bir okuyucu her bir blokta daha çok sayıda kelime okumaktadır. Her bir bloğu çok hızlı algılamakta ve hemen bir sonraki okuma bloğuna geçmektedir. Usta bir hızlı okuyucu çok nadiren geri dönüş yaparak aynı yeri iki kere okur. Bu şekilde okumak gözün yapacağı iş yükünü önemli ölçüde azaltır. Tabi bu durum aynı süre içinde algılanan bilgi miktarını da önemli ölçüde artırır.
Hızlı okuma tekniklerini bilmeyen bir okuyucu bataklığa saplanmış gibidir. Küçük kelime bloklarını okumak için çok zaman harcar. Çok sık olarak geriye dönerek okuduğu yerleri bir kere daha okur. Tabi bu durum okumanın akıcılığını negatif etkileyerek, kişinin anlama oranına da olumsuz etki yapar. Detaylar içinde kendini kaybeder ve yazının anlattığı yapıyı tam olarak kavrayamaz. Konsantrasyonu bozulur. Ayrıca bu şekilde düzensiz olarak giden göz hareketleri göz kaslarının daha fazla yorulmasına sebep olur. İşte bu negatif etkilerden dolayı yavaş okuyucu okumayı sevmeme gibi bir alışkanlık da geliştirir.

Fener'in son gözdesi!

Stopere Bruno Alves, sol beke Kadlec, orta sahaya Holmen takviyesi yapan Fenerbahçe, gol bölgesine de yıldız bir oyuncu almak için kararlı. İşte bu doğrultuda Benfica’lı Oscar Cardozo ve Bayer Leverkusen’li Stefan Kiessling’in ardından gündeme yeni bir isim geldi. Bu yıldız, İngiltere Premier Ligi’nde Tottenham forması giyen 29 yaşındaki Emmanuel Adebayor. Ada ekibiyle sözleşmesi 2015 yılında bitecek olan ve piyasa değeri 10 milyon Euro (Yaklaşık 25 milyon TL) civarındaki Togolu forvet için girişimlerin başladığı kaydedildi. Kariyerinde Monaco, Arsenal, Manchester City ve Real Madrid gibi kulüplerin formasını giyen tecrübeli forvet, geride bıraktığımız sezonda 38 karşılaşmada rakip filelere 10 gol atarken, 3 de asist yaptı. Daha önceki transfer dönemlerinde de adı pek çok kez Fenerbahçe ile birlikte anılan Adebayor’un, Türkiye’ye bu kez daha sıcak baktığı bildirildi.

Cardozo’da temas kopmadı

Sarı-Lacivertliler’in, Kiessling için de Leverkusen’le temaslarını sürdürdüğü, Benfica’lı Cardozo konusunda da Portekiz ekibiyle görüşmelerin kesilmediği belirtildi. FANATİK’e konuşan 30 yaşındaki Paraguay’lı forvetin menaceri Pedro Alvade, “İki kulüp arasındaki görüşmelerin zora girdiği şeklinde ağzımdan yazılanlar tamamen yalan. Görüşme sürüyor. Ancak Napoli’nin, Edinson Cavani’yi satması halinde onu istediği de konuşuluyor. Ama şu an bize gelen resmi bir şey yok” dedi.

Kaynak: FANATİK

UEFA'DAN FENERBAHÇE'Yİ ZORA SOKACAK BELGE

UEFA Disiplin Kurulu, Fenerbahçe'nin geçen sezon gönderdiği temiz belgesini koz olarak kullanacak...

Şike davası nedeniyle UEFA Disiplin Kurulu'na sevk edilen ve 22 Haziran'da duruşması yapılacak olan Fenerbahçe'de heyecanlı bekleyiş sürerken, UEFA'nın elindeki "temiz belgesi", sarı-lacivertli kulübün avukatlarını zor durumda bırakacağa benziyor.
Fotomaç'ın haberine göre önceki sezon başında Fenerbahçe'nin son 5 yılı kapsayacak şekilde UEFA'ya gönderdiği "temiz belgesi", 22 Haziran'daki duruşmada Disiplin Kurulu tarafından koz olarak kullanılacak. Disiplin Kurulu, bir yandan bu belgeyi masaya koyacak diğer yandan da TFF Disiplin Kurulu'nun, Fenerbahçeli yöneticilere verdiği cezaları hatırlatıp "Hani temizdiniz?" diye soracak.

Taht oyunları güzel sözler

(Hükmü veren kılıcı sallamalıdır.)
                                                                           Ned Stark


Ne zaman bir Targaryen doğsa tanrılar yazı tura atar.
 
 
Jaime Lannister: Üç galibiyet seni fatih yapmaz.
Robb Stark: Üç mağlubiyet almaktan iyidir.
 
Çok fazla yemin var. Sana sürekli yemin ettirip duruyorlar. Kral'ı koru. Kral'a itaat et. Sırlarını sakla. İsteklerini yerine getir. Senin hayatın onun için. Ama babanın sözünü de dinle. Kardeşini sev. Masumu koru. Zayıfı savun. Tanrılara saygı duy. Kanunlara uy. Çok fazla. Ne yaparsan yap yine de bir yemini veya ötekini bozuyorsun.
Jaime Lannister
 
 
 
Taht oyunu oynadığında ya kazanırsın ya da ölürsün. Ortası yoktur.
                                                                                                     Cercei Lannister
 
 
 

13 Haziran 2013 Perşembe

'Kocaman ile yollar tekrar kesişecek'

FENERBAHÇE İLE KOCAMAN'IN YOLLARI BİR GÜN YİNE KESİŞECEK"

İzmir'de yakın arkadaşı Alparslan Görücüoğlu'nun yöneticisi olduğu Altınordu Kulübü'nü ziyaret eden, minik futbolcularla tanışıp onlarla penaltı yarışması yapan Emre, Aykut Kocaman'dan Salih Uçan'a, UEFA soruşturmasından yeni transferlere kadar pek çok konuda çarpıcı yorumlarda bulundu. Yıldız futbolcunun Emre'nin açıklamaları şöyle:

AYKUT HOCA'YA ÜZÜLDÜM

Aykut Kocaman, çok değerli bir insan ve gidişine hepimiz üzüldük. Ona olan sevgimin farkındaydı. Onunla çalışmaktan çok mutluydum. Aslında benim de beklemediğim bir ayrılık oldu. Futbolda ne yazık ki böyle ayrılıklar yaşanıyor. Fakat bu bir bayrak yarışıdır ve asıl olan Fenerbahçe'dir. Aykut hoca, kulübümüzün efsane oyuncusudur. Fenerbahçe'nin başında en fazla maça çıkan teknik direktördür. Futbolcu ve teknik direktör olarak tarihe geçmek kolay değildir. Daha uzun süre teknik direktörlük yapacağı için Fenerbahçe ile yollarının bir gün mutlaka yeniden kesişeceğini düşünüyorum. Sayın başkanımız, yabancı ya da yerli teknik adam tercihi konusunda ise en doğru kararı verecektir. Bu kadroyu en iyi şekilde sahaya sürecek hocanın tercihini yönetimimiz yapacaktır. Bu konuda taraftarımızın içi rahat olsun.

SALİH BÜYÜK DEĞER

Bucaspor'da Salih Uçan'ı keşfedip yetiştiren başta Seyit Mehmet Özkan olmak üzere herkese teşekkür ederim. Salih'in buradaki kariyerinden sonra Avrupa'da ülkemizi temsil edecek bir oyuncu olacağını düşünüyorum. Her şeyden önce zeki, ahlaklı ve çalışkan bir oyuncu. Hangi değerleri temsil ettiğinin de bilincinde. Geniş kadroları olan büyük takımlarda görev almak kolay değildir. Salih'in geçtiği yollardan geçtiğim için elimden geldiğince ona destek oluyorum. Salih, Türk futbolu için çok önemli bir değer.

ALVES ÖNEMLİ KAZANÇ

Yeni transferimiz Alves çok değerli bir oyuncu. Fenerbahçe her dönemde büyük oyunculara sahip olmuş bir kulüptür. Geçen sezon 60'ın üzerinde maç oynadık. Bu nedenle kadromuzun geniş olması büyük avantaj. Yönetim kurulumuz, transferde önemli çalışmalar yapıyor ancak resmiyet kazanmadan bir şey söylemem yanlış olur. Kısa süre içinde isimler netleşecek ve yine güçlü bir kadroyla yola çıkacağız.

HEDEF UEFA FİNALİ

Fenerbahçe'nin adının olduğu her yerde iddia vardır. Önümüzdeki sezon da önemli hedeflerimiz var. Lig şampiyonluğu ve Türkiye Kupası, bunların sadece ikisi. Ancak Avrupa'da yakaladığımız başarıyı da geliştirmek zorundayız. Fenerbahçe için UEFA Kupası finali, bu hedeflerin arasında yer alıyor. İşte bu üç hedefe, güçlü ve geniş bir kadro yapısıyla ulaşacağımıza inanıyorum.

SIKINTILAR GEÇECEK

Son 3 sezondur her yaz bir başka olayla karşılaşıyoruz. Kulübümüz, bu konularda gerekli savunmayı yaptı, yapıyor ve yapacaktır. Yaşadıklarımız, bizleri demotive ediyor. Yeni sezona tüm bu sıkıntıları geride bırakmış bir kulüp olarak gireceğiz. Taraftarlarımızın bize verdiği destek, ayakta durmamızın nedenidir. Zaten onlar her zaman bizlerin arkasında durdu. Yeni sezon da onlara şampiyonluklar kupalar hediye etmek istiyoruz. Çünkü onlar her şeyin en iyisine layıklar.

YURT DIŞI DOĞRU KARAR

Süper Kupa'nın yurt dışında oynanması çok doğru bir karar. Herkes için değişik bir tecrübe olacak. İnşallah Türk futbolu adına da iyi bir örnek olur. Kazananın kaybedeni teselli edeceği, kaybedenin ise kazananı tebrik edeceği güzel bir karşılaşma yaşanır. Ben de sakatlığımın tedavisinde önemli yol aldım. Son 5 maçı ağrılarla oynadım. 10-15 gün daha hem tedavi hem de çalışmalarım devam edecek, sonrasında da sezona en iyi şekilde gireceğim.

ALTINORDU ÖRNEK KULÜP

Altınordu A.Ş. Başkanı Seyit Mehmet Özkan, Türkiye'de bir kulübe yetiştirici kimliği kazandırmaya çalışan rol model biri. İzmir'de kısa sürede inanılmaz işler yaptığını görüyorum ve kendisini tebrik ediyorum. Altınordu'nun Türk futbolunda önemli bir noktaya geleceğine eminim. Ege Bölgesi'ndeki futbolcu potansiyeli, Altınordu'ya yansıması da çok olumlu olacaktır. Futbol Akademi'yi Altınordu'yu parlak bir geleceğe taşıyacak en önemli unsun olarak görüyorum.

GÖRÜCÜOĞLU'NDAN TEŞEKKÜR

Altınordu Başkan Vekili İbrahim Görücüoğlu ise gerçek profesyonel futbolcu adayları ile bir gün geçiren Emre Belözoğlu'na ziyareti için teşekkür ederek, "Uluslararası tecrübesi olan bir futbolcu ile bugün bir arada olanlar, futbol yaşamlarının en büyük deneyimini yaşadılar. 13 yaşındaki bir çocuğun Emre'yle karşılaştığında yaşadığı heyecanı gördük. Kendisine şahsım ve yönetim kurulu adına çok teşekkür ediyorumö dedi.

'Ümüğünüzü sıkarız'

Biz Türkiye'de şu 10 senede 2 milyar 800 milyon ağaç diktik. Bunun 2 milyarı sadece fidan. 800 milyonu 3 yaş ve üstü. Bunların dışında 10 yaş üstü ağaç da var. Ben Taksim Gezi Parkı'ndaki gençlere sesleniyorum. Gençler, ben İstanbul'un Belediye Başkanı iken siz henüz tabi kucaktaydınız. Daha henüz büyüme dönemindeyiz. O dönemi hatırlamıyorsunuz"

"Polisimizi biz bunlara yedirtmeyiz. Onun da hakkını hukukunu korumak bizim görevimizdir. Atılan taşlarda polimiz yaralandı. 600'e yakın polisimiz yaralandı bu olaylarda

"Bunu torunuma bile ezberlettiniz. O da dik dur eğilme bu millet seninle diyor. Eyvallah. İnşallah gün ola harman ola. Bu millet bugünleri hayırla yad edecek."

"Bu lobiyi oluşturan bir banka, iki banka, üç banka hepsi için aynı şeyi söylüyorum. Bize karşı böyle bir mücadeleyi başlattınız. Bunun bedelini ağır ödeyeceksiniz. Utanmadan sıkılmadan borsayı çökertme gayretlerii çerisine girenler borsada Tayyip Erdoğan'ın parası yok. Çökersen sen çökeceksin"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Esenboğa Havalimanı'nda kendisini karşılamaya gelen binlerce Ak Partiliye hitaben konuştu.
Başbakan Erdoğan, "Sizleri en kalbi duygularla selamlıyorum. Kalbi şükranlarımı sunuyorum. Hiç şüphem yok. Yola çıkarken ne dedik. Biz kefenimizi giyerek yola çıktık. Bu can bu tende oldukça Alllah'tan başka kimseye verilecek hesabımız yoktur. Bize bazı marjinal gruplar değil, millet hesap sunar. Milletin de hesap yeri sandıktır. Sandıkta sorar. Bizi millet getirdi. Millet götürür. Milletten başka bizi götürmeye kimsenin gücü yetmez. Ankara bugün çok farklı. Uçakta gelirken yol boyu şu anda bu süreci bekleyenleri gördüm. Ankara Hacı Bayram Veli'nin şehridir. Ankara Hüseyin Gazi Hazretleri'nin şehridir. Ankara Gazi Mustafa Kemal'in şehridir. Ankara merhum Menderes'in Özal'ın şehridir. İşte bu Ankara bugün bir kez daha Başbakanına sahip çıkıyor. Başbakanını muhabetle kucaklıyor. İşte şu Anakara'yı Türkiye görsün. Günlerdir Ankara'da terör estirenlerini değil. Bu gerçek fotoğrafını görsün. Bu kalabalık söyleceklerini sokak aralarında yakarak yıkarak söylemedi. Karşımdaki topluluk söyleyeceklerini hep sandıkta söyledi. Yarında sandıkta söyleyecek. Ben diyorum ki Gezi Parkı'na, Kuğulu'ya çıkacağınıza buraları yakıp yıkacağınıza 7 ay var sabredin. 7 ay sonra sizlerle sandıkta görüşelim. Demokrasi özgürlükler, hak hürriyet diyorsanız bu şiddetle elde edilmez. Hukuk içerisinde kalarak elde edilir. Yaptıkları işi sadece yakıp yıkmak. Dolmabahçe Camisi'ne malesef bira şişeleri ile girmek suretiyle ayakkabıyla onu da yaptılar" diye konuştu.

"AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ BİLE SİYASALLAŞTI"

Avrupa'da İnsan Hakları Mahkesi'nin aldığı kararların siyasallaştığını kaydeden Başbakan, "Başörtülü kardeşlerim, 10 yıllarca bu ülkede 'Parya' muamalesi gördü. Üniversitelere sokulmadı. Ama hiç bir zaman bunların yaptıklarını yapmadı. Sabrettiler. Çünkü şuna inanıyorlardı. Sabrın sonu selamettir. Avrupa'da İnsan Hakları Mahkesi bile siyasallaştı. O bile aynı şekilde kararlar verdi. Ama aksi olduğu zaman farklı kararlar çıktı. Ben İspanya'da inancı sebebiyle sahip çıkan bir ifade kullandım diye partimle ilgili kapatma davası açıldı" dedi.

"BUGÜN 27 NİSAN 2007"

Başbakan Erdoğan, "Bugün 27 Mayıs 1960'ta, 12 Eylül 1980'de, 28 Şubat 1997'de değiliz. Bugün 27 Nisan 2007'de neredeysek işte oradayız. Hükümetimizle partimizle en önemlisi de demokrasinin hukukun en üstün savunmasını biz yaptık. Biz yapıyoruz. Türkiye'de egemenlik artık milletin elindedir. Şimdi soruyorum, Bazı mahfiller de buna nail" dedi.

"TORUNUM DA DİK DUR EĞİLME BU MİLLET SENİNLE" DİYOR

'Dik dur eğilme Türkiye seninle' sloganına gülerek karşılık veren Başbakan şöyle konuştu: "Bunu torunuma bile ezberlettiniz. O da dik dur eğilme bu millet seninle diyor. Eyvallah. İnşallah gün ola harman ola. Bu millet bugünleri hayırla yad edecek. Çünkü Türkiye'de karar da yetki de milletindir."

"FAİZ LOBİSİ"

Bankaları sert bir dille eleştiren Başbakan Erdoğan, "Bu lobiyi oluşturan bir banka, iki banka, üç banka hepsi için aynı şeyi söylüyorum. Bize karşı böyle bir mücadeleyi başlattınız. Bunun bedelini ağır ödeyeceksiniz. Utanmadan sıkılmadan borsayı çökertme gayretlerii çerisine girenler borsada Tayyip Erdoğan'ın parası yok. Çökersen sen çökeceksin" şeklinde konuştu.

"600'E YAKIN POLİSMİZ YARALANDI"

Eylemlerden dolayı 600'e yakın polisin yaralandığını belirten Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Polisimizi biz bunlara yedirtmeyiz. Onun da hakkını hukukunu korumak bizim görevimizdir. Atılan taşlarda polimiz yaralandı. 600'e yakın polisimiz yaralandı bu olaylarda. Dünyanın bir çok yerinde olaylar yaşanıyor. Onları sen görmüyor musun? Haddini bilmez. Sen nasıl olur da, benim polisme bu derece ahlaksızca saldırıyorsun. Ne olacak? Öyle oluyor ki bu ülkenin Başbakanına küfür edenlerin yanında yer alıyor. Kem söz sahibine aittir. Sabrın da bir sonu var. Göstericilerin arkasına sığınmak suretiyle siyaset yapanlar önce siyasetin ne olduğunu öğrensinler."

"2 MİLYAR 800 MİLYON AĞAÇ DİKTİK"

Türkiye genelinde parti olarak bir çok ağaç diktiklerini belirten Erdoğan, "Biz Türkiye'de şu 10 senede 2 milyar 800 milyon ağaç diktik. Bunun 2 milyarı sadece fidan. 800 milyonu 3 yaş ve üstü. Bunların dışında 10 yaş üstü ağaç da var. Ben Taksim Gezi Parkı'ndaki gençlere sesleniyorum. Gençler, ben İstanbul'un Belediye Başkanı iken siz henüz tabi kucaktaydınız. Daha henüz büyüme dönemindeyiz. O dönemi hatırlamıyorsunuz. Ama bilesiniz ki, çevreciliğin içinde su, yeşil, temiz kent, hava, tarih, kültür var. Bunları biz getirdik. Sizler bugün farklı bir tablo çizdiniz. Sizin bu alakanıza teşekkür ediyorum" ifadelerine yer verdi.
Tekbir getiren kalabalık sık sık, "Dik dur eğilme"şeklinde slogan attı.
Başbakan, konuşmasının devamına Ankara Gücü atkısı ile devam etti.

'Türkiye'yi istikrarsızlaştırma çabasındalar'

Bakan Cevdet Yılmaz, Mevlana Üniversitesi'nde düzenlenen 'Orta Asya Ülkelerinde Piyasa Ekonomisine Geçiş Sürecinde Karşılaşılan Sorunlar ve Yatırım İmkanları' konulu sempozyuma katılmak için Konya'ya geldi. Sempozyumda konuşan Yılmaz, Türkiye'nin 230 milyar dolarlık bir ekonomiden 786 milyar dolarlık bir ekonomiye ulaştığını, 3 kattan daha fazla gelirin arttığını, kişi başına gelirin 3 bin 500 dolardan 10 bin dolara ulaştığını söyledi. Bir taraftan ekonomiyi büyütürken, bir taraftan da enflasyonun tek haneli rakama düşürdüklerini ifade eden Yılmaz, 'Bütçe yapısını toparladı. 10 yıl önce borçların milli gelire oranı yüzde 74'ten yüzde 36'lara düştü. İstikrarı ve güveni pekiştiren Türkiye faiz oranlarını geriye çekti ve devletin faiz yükünü azalttı' dedi.

'MUTLAK YOKSULLUĞU TÜRKİYE'NİN GÜNDEMİNDEN ÇIKARTIYORUZ'

Türkiye'nin mutlak yoksulluğu azaltan bir ülke olduğunu belirten Yılmaz, şunları söyledi:

'Türkiye, ekonomisini büyütürken, sosyal dengeleri de iyileştirdi. Daha iyi gelirini dağıtan, mutlak yoksulluğu azaltan bir ülke oldu. Şu anda 10'uncu Kalkınma Planı'nı, Meclise sevk etme aşamasındayız. Burada da, önümüzdeki süreçte mutlak yoksulluğu Türkiye'nin gündeminden çıkartmayı hedefliyoruz. Tamamen çıkartmayı hedefliyoruz. Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi Türkiye artık mutlak yoksullukla uğraşmayacak, nispi yoksullukla uğraşan bir ülke halinde olacak. Hedefimiz bu.'

GEZİ PARKI OLAYLARI

Konuşmasında üstü kapalı olarak Gezi Parkı olaylarına da değinen Bakan Yılmaz,

'Son günlerde Türkiye'de gördüğümüz bazı manzaraları, bütün bu başarılarla ilgili olduğunu düşünüyorum. Türkiye hızlı bir şekilde dönüşürken ve konumunu yükseltirken, bu bazı çevrelerin de hoşuna gitmedi. Dünyadaki bazı odakların da hoşuna gitmedi. Türkiye'nin önünü kesmek, Türkiye'nin bu güzel ve olumlu imajını yıpratmak, zayıflatmak için bir takım çabaların sergilendiğini de hep birlikte görüyoruz. Masum meşru bir takım taleplerin de arkasına gizlenerek Türkiye'yi istikrarsızlaştırmak, Türkiye'nin bu başarısını özellikle uluslararası alanda gölgeleme amacıyla birçok çabanın gösterildiğine şahit oluyoruz. Fakat Türkiye güçlü ve tecrübeli bir ülke. Güçlü yönetimi ve güçlü bir lideri olan bir ülke. Bunları da atlatacak durumda ve atlatıyor, yoluna devam ediyor. Kim ne yaparsa yapsın, hangi çabayı gösterirse göstersin, Türkiye doğru politikalarla yoluna devam edecek ve önümüzdeki 5 yılda, 10 yılda çok farklı bir noktaya gelecek' diye konuştu.

Cevdet YILMAZ'DAN, ULUSLARARASI MEDYA'YA GEZİ PARKI TEPKİSİ

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Mevlana Üniversitesi'ndeki sempozyumun ardından Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü'ndeki tarla günleri programına katıldı. Buradaki konuşmasında da Gezi Parkı olaylarına değinen Bakan Yılmaz, Gezi Parkı hakkında yayın yapan uluslararası medyaya tepki gösterdi. Yılmaz, şunları söyledi:

'Türkiye'nin dünyaya örnek olan modern bir ülke olan vasfını gölgelemek istiyorlar. Bunu uluslararası medyada açık bir şekilde görüyoruz. Saatlerce tek yönlü yayınlar yapan uluslararası medya kuruluşlarının kasıtlı yapmadığını söylemeyiz bu işi. Ortada çok ciddi bir kasıt var. Türkiye'nin başarısını gölgelemek, Türkiye'nin örnek olma vasfını gölgeleme çabası var. Fakat gerçekler sanal olarak oluşturulmaya çalışılan bu imajlardan çok daha güçlüdür. Ben gerçeklerin gücüne inanıyorum.'

'BAŞBAKAN'A SALDIRANLAR BU MİLLETİN İSTİKRARINA SALDIRIYORLAR'

Türkiye'de güçlü bir lider olduğunu ifade eden Bakan Yılmaz, sözlerini söyledi:

'Başkanımıza hakaret etmeye çalışanlar, hiç bir demokratik standarda uymayan, hiçbir ahlaki standarda uymayan, hiçbir insani standarda uymayan bir şekilde hakaret etmeye çeşitli şekillerde çalışmaya çalışanlar şunu çok iyi bilmeli, Başbakan'a saldıran, aslında bu milletin iradesine saldırıyor. Gerçek amacı bu milletin iradesini kırmak. Başbakan'a saldıran aslında Türkiye, Türkiye'nin istikrarına saldırıyor. Başbakanımız sadece kendisine oy verenlerin başbakanı değil. Türkiye'nin Başbakan'ı, 76 milyonun başbakanı. Bunu böyle bilmemiz gerekiyor. Liderimize dönük yapılan saldırılar aslında milletimize, ülkemize, ülkemizin geleceğine dönük saldırılardır.'

Bakan Yılmaz ve beraberindekiler daha sonra üretim yapılan ürünlerin bulunduğu alanları gezdi.

Sütten Elde Edilen Ürünler

Malatya’da inek, koyun, keçi gibi hayvanların süt ürünlerinden yararlanmak suretiyle peynir, çökelek, ayran, yoğurt, aşyağı vb. elde edilerek gıda maddesi olarak tüketilir. Bunlardan içecek ve yemek yapımında da temel madde olarak yararlanılır.
GALINDIR
İnek buzağıladığında sütü sağılır, kaynatılarak kestirilir. İçine biraz şeker katılır, ateşten indirilir. Tabaklara bölünür. Soğuduktan sonra yenilir.
AĞIZ (AVUZ)
İnek buzağıladığında ilk sağılan sütünden yapılır. Süt, süzekten (süzek ince tülbentten yapılır) süzülür. Bir tencereye ya da kazana konulur. İçine çöre otu atılarak kaşıkla hafif hafif karıştırılır. Koyulaşınca ateşten indirilir. 5-10 dk. arayla kaşıkla birkaç sefer karıştırılır. Soğuyup katılaştığında yenir.
LOR (KESNİK)
Süt kestirilir, içine damızlık atılır. Tuttuktan sonra bez süzeklere konularak suyunun süzülmesi sağlanır.
Lor, kahvaltı sırasında yenilebildiği gibi, börek ve kömbe yapımında iç olarak da kullanılır.
Eğer süt kendiliğinden kesilmiş ise bundan da lor yapılabilir.
YOĞURT
Süt bir tencerede kaynatılır. İçine bir-iki kaşık tatlı ayran ya da yoğurt katılarak mayalanır, tencerenin ağzı örtülür ve üzeri bezlerle sıkıca kapatılır. Birkaç saat sonra kontrol edilir. Üzerindeki “kaymak” alınır. Kaymak ekmeğe sürülerek yenir. Yoğurt ise yağ, çökelek, ayran vb. yapımında kullanılır. Sebze ve ot yoğurtlamalarında, köftelerde, çorbalarda da katkı maddesi olarak kullanılır.
ÇÖKELEK
Ayran ya da yoğurt kara kazanda kaynatılarak kestirilir. Kestirilen çökelti bez süzeklere konularak bir çengele takılır. Sularının süzülmesi sağlanır. Sonra çığ denilen ağaç sopalardan yapılmış aracın arasına dizilir, üzerine ağırlık sağlaması bakımından taş konulur. Böylece suyun iyice süzülmesi sağlanır. Suyu tamamen süzülen çökelekler süzeklerden alınır, üzerine yeterince tuz serpilerek karıştırılır. Özel olarak hazırlanmış derilere basılır. Çökeleğin iki-üç ayda bir bakımı yapılır. Bakım zamanı çökelek deriden bir kaba dökülür, avuç içinde ovalanır. Yoğurt, yağ katılarak yeniden yoğrulur, tekrar deriye basılır. Çökeleğin bu şekilde bakımına “çökelek dökme” veya “deleme” denilir.
Çökeleğin konulduğu derinin bu iş için hazırlanması ise şöyledir: Ağarmış yarpuz yaprakları toplanır. Tencereye ayran konur ve yarpuz bu ayrana yatırılır. Biraz da tuz serpilir. Yünü alınmış deri de bu suya basılır. Deri iki gün bu suda bekletilir. Sonra güneş altında kurutulur. Kuruduktan sonra derinin yüzü bıçakla sıyrılarak temizlenir. Suda ıslatılır, yumuşatılır. Buna çökelek basılır.
PEYNİR YAPIMI
Peynirin yağlı sütten yapılanına “yağlı peynir”, yağı süt makinasında alınmış sütten yapılanına da “imansız peynir” derler.
Süt, ineklerden sağıldıktan sonra tülbent süzekten süzülerek temizlenir. Serçe parmak (çırtik parmak) sütün içine sokularak soğukluğu-sıcaklığı kontrol edilir. Eğer serçe parmağın ucu yanmıyorsa peynir mayası atılır. Şimdi pek kullanılmamasına rağmen önceleri “şıldan” denilen, koyunun kursağından maya yapılır ve süt bununla mayalanırdı. Maya atıldıktan sonra kaşıkla karıştırılır. Sonra kazanın kenarına üç-beş defa vurulur. Kazanın üzeri açılır. Mayalanmış mayi tülbent süzeklere konulur. “Kaşşak” ya da “çığ” adı verilen söğüt ve iğde çubuklarından yanyana dizilerek iple örülmüş aracın arasına konur. Üzerine de suyunun süzülmesi için taş konulur.
7-8 saat sonra, süzeklerden çıkartılan peynirler bıçakla dikdörtgen şeklinde doğranır, tuzlanır ve küplere basılır. Üzerine kaynatıldıktan sonra soğutulmuş su eklenir. Küpün ağzına da bir düz taş konup ağzı kapatılır.
Peynirin süzeklerden süzülen suyu dökülmez. Yufka ekmeğinin hamuruna ekmeğin saçta daha iyi pişmesi için katılır.
ÇALKAMA (ÖZEME)
Yoğurta su katılarak kaşıkla çırpılır ve ayran haline getirilir.
AYRAN (KATIK)
Yayıkta yoğurt yayılarak elde edilir. Sofrada içecek olarak kullanıldığı gibi misafir geldiğinde ayran olarak da ikram edilir.
AŞYAĞI (TEREYAĞI) YAPIMI
Yağlı yoğurt teneke yayıkta veya deri yayık “tuluk” ta ya da son yıllarda çok yaygın olarak kullanılan elektrikle çalışan yayıklarda yayılmak suretiyle elde edilir.
Önce yayığa yoğurt konulur, üzerine soğuk su katılır ve yağ zerreleri ayrılana kadar yayılır. Sonra yayıktaki yayılmış olan yoğurt ayran haline gelir ve ağaçtan yapılmış silindirik biçimli küleklere konur. Tülbentten yapılmış süzekten süzülerek yağı ayrandan ayrılır. Süzekteki yağ tuzsuz olarak kahvaltı sofrasında yenilebileceği gibi, tuzlanarak çinko kovalara ya da ağaç küleklere basılır. Yemek yapımında kullanılır.
ILITMA
Süt ocakta hafif ılıtılır. Bundan yoğurt yapılır. Bu yoğurt kazana konulur, ateşte kestirilir. Bundan çökelek yapılır.
KEŞ
Çökelek ocağa konulur ayranı çöker. Çöken ayran ufak ufak, yuvarlak şekilde sininin üzerine dizilir. Güneşin altına konur.
Güneşin altında iyice kurutulur. Bu kurutulmuş yoğurt kışın yıkanıp başka bir kapta ezilerek ayran yapılır. Buna yarma katılarak çorba da yapılabilir.
GURUT
Gurutun yapılması için bir sitil ayrana ve yeteri kadar tuza ihtiyaç vardır.
Ayran bir tencere içerisinde orta hararetli ateşte kaynatılır. Kaynayan ayran katılaşır. Bu katılaşmaya Arapkir’de “kesilme” denir. Katılaşan yani kesilen ayran bir süzek içerisine alınarak suyunun süzülmesi için bekletilir. Suyu iyice süzüldükten sonra süzekten indirilir. Çökelek yeteri kadar tuz ilave edilip güneşte kurumak üzere bir perde üstüne alınır. Kalıp halinde kesilerek perdeye alınırsa daha iyi olur. Guruttan kışın çorba yapılır.
TELEME SÜTÜ
Yaylada çobanlar koyundan sütü sağarlar. Teleme otunu döğerek sütün içine birkaç damla damlatılır ve üzeri örtülür. 10-15 dk. sonra yoğurt biçimini alır. Yenmeğe hazır hale gelir.
Sütün içine incir sütü de damlatılarak aynı sonuç elde edilebilir. Buna “incir telemesi” veya “incir delemesi” adı verilir.
TOYGA KESTİRMESİ
Akşamdan, döğme suda pişirilir. Sabahleyin bir tas içine hazırlanan biraz una iki yumurta kırılır, üzerine ayran eklenir ve ocakta pişirilir, kaşıkla karıştırılarak kestirilir. Bu kestirilmiş karışım akşamdan hazırlanmış döğmeye eklenir. Bir iki taşım da böyle kaynatılır, ocaktan indirilir.
Ayrıca bir tavada yağ eritilerek içinde anık (nane) yakılır ve bu hazırlanan çorbanın üzerine dökülür. Çorba artık yenmeğe hazırdır.
AYRANLI (KATIKLI) KÖFTE
Düğürcek (ufak bulgur) alınır ve bir tepside ıslanır. Üzerine tuzu da serpilerek hamuru yoğrulur. Bundan ufak ufak köfteler dökülür.
Buna “sıkma köfte” adı verilir. Sıkma köfteler suda haşlanır ve kemise alınarak suyu süzdürülür. Sonra bir bakır teşte konulur, üzerine sarımsaklı ayran ya da yoğurt katılır. Servis yapılırken üzerine kurutulmuş yarpuz ya da yağ eritilerek dökülür. Soğutulduktan sonra yenir.
PANCAR PEZİĞİ İLE AYRANLI KÖFTE
Yarma yoğrulur, bundan nohut büyüklüğünde köfteler dökülür. Suda pişirilir. Sonra kemisten suyu süzdürülür.
Önceden doğranmış pancar peziği (yaprağı) ya da ıspanak haşlanır ve yoğurt, köfte, pancar peziği birbirine katılır. Soğutulur ve servis yapılır.
PİRPİRİMLİ YOĞURTLU KÖFTE
Köftelik ıslanır ve yoğrulur. Bu harçtan ufak köfteler dökülür. Suda haşlanır. Haşlanan köftelerin suyu süzdürülür.
Havanda sarımsak döğülür. Ayrı bir tencerede de yazıdan toplanan pirpirim otu doğranarak haşlanır. Daha sonra teşte yoğurt konulur, köfteler, döğülmüş sarımsak ve haşlanmış pirpirim eklenir, kepçe ile karıştırılır. Soğutularak yenilir. İsteyen üzerine eritilmiş yağ döküp servis yapabilir.
PİRPİRİM CACIĞI
Pirpirim ayıklanır, yıkanır. Daha sonra isteğe göre haşlanır veya haşlanmadan sarımsaklı yoğurda karıştırılarak yenilir.
SÜTLAÇ (SÜTLÜ)
Pirinç temizlenir, yıkanır, tencereye konulur. Üzerine süt eklenir ve pişirilir. Kıvamı kepçeye bulaşacak hâle geldiğinde şeker eklenir, karıştırılır. Bu bir iki taşım kaynar. Sonra ateşten indirilir, tabaklara bölünür, soğutulup yenilir.
SIRIM
Sırım yapmak için hamur yoğrulur. Yufkası ince ince açılır. Yufka saçta pişirilir. İki türlü yapılır:
1- Serme sırım : Yağ eritilir. Bol döğülmüş sarımsak yoğurtla karıştırılır. Bir kaba konulur. Yanına yufka alınır. Bir kat yağ bir kat yoğurt yufkaya sürülerek yufkalar tepsiye 10-12 kat konur. (Yemeği yiyeceklerin sayısına göre ayarlanır.) Serilenler börek dilimi gibi kesilir, servis yapılır.
2- Dürme sırım : Yufka dürüm yapılır. Bıçakla ufak ufak kesilerek bir tepsiye dizilir. Sarımsak yoğurt ve yağ karıştırılır. Kesilmiş tarafı dik olacak şekilde konmuş olan dürümlerin üzerine dökülür.
Malatya’da süt ve süt ürünlerinden hazırlanan yiyecek, içecekler bu kadar değildir. Süt ve süt ürünleri yoğurtlamalarda, pirpirim cacığı, salatalıklı cacık, yarpuzlu cacık, marullu-sarımsaklı cacık ve çökelekli katmer, yanıç, kömbe, börek yapımında da iç malzemesi olarak kullanılır.

12 Haziran 2013 Çarşamba

Dini Günler Listesi

2013 YILI DİNİ GÜNLER LİSTESİ
HİCRİ TARİHLER
          MİLADİ TARİHLER
GÜN
AY
YIL
GÜN
AY-YIL
HAF.GÜN
DİNİ GÜNLER
1
R.EVVEL
1434
13
OCAK-2013
PAZAR
........
11 / 12
 R.EVVEL
1434
23/24
OCAK-2013
ÇARŞAMBA/PERŞEMBE
MEVLİD KANDİLİ
1
R.AHIR
1434
11
ŞUBAT-2013
PAZARTESİ

1
C.EVVEL
1434
13
MART-2013
ÇARŞAMBA

1
C.AHIR
1434
11
NİSAN-2013
PERŞEMBE

1
RECEB
1434
11
MAYIS-2013
CUMARTESİ
ÜÇ AYLAR'ın BAŞLANGICI
6 / 7
RECEB
1434
16/17
MAYIS-2013
PERŞEMBE/CUMA
REGAİB KANDİLİ
26/27
RECEB
1434
05/06
HAZİRAN-2013
ÇARŞAMBA/PERŞEMBE
MİRAC KANDİLİ
1
SABAN
1434
10
HAZİRAN-2013
PAZARTESİ
...........
14/15
SABAN
1434
23/24
HAZİRAN-2013
PAZAR/PAZARTESİ
BERAT KANDİLİ
RAMAZAN 
1434
09
TEMMUZ-2013
SALI
RAMAZAN'IN BAŞLANGICI 
26/27
RAMAZAN
1434
03/04
AĞUSTOS-2013
CUMARTESİ/PAZAR
KADİR GECESİ
30
RAMAZAN
1434
07
AĞUSTOS-2013
ÇARŞAMBA
AREFE
ŞEVVAL 
1434
08
AĞUSTOS-2013
PERŞEMBE
RAMAZAN BAYRAMI (1.Gun) 
ŞEVVAL 
1434
09
AĞUSTOS-2013
CUMA
RAMAZAN BAYRAMI (2.Gun) 
ŞEVVAL 
1434
10
AĞUSTOS-2013
CUMARTESİ
RAMAZAN BAYRAMI (3.Gun) 
1
ZİLKADE
1434
07
EYLÜL-2013 
CUMARTESİ

1
ZİLHİCCE
1434
06
EKİM-2013
PAZAR

9
ZİLHİCCE
1434
14
EKİM-2013
PAZARTESİ
AREFE
10 
ZİLHİCCE 
1434
15
EKİM-2013
SALI
KURBAN BAYRAMI (1.Gun) 
11 
ZİLHİCCE 
1434
16
EKİM-2013
ÇARŞAMBA
KURBAN BAYRAMI (2.Gun) 
12 
ZİLHİCCE 
1434
17
EKİM-2013
PERŞEMBE
KURBAN BAYRAMI (3.Gun) 
13 
ZİLHİCCE 
1434
18
EKİM-2013
CUMA
KURBAN BAYRAMI (4.Gun) 
1
MUHARREM
1435
04
KASIM-2013
PAZARTESİ
HİCRİ YILBAŞI
10
MUHARREM
1435
13
KASIM-2013
ÇARŞAMBA
AŞURE GÜNÜ
1
SAFER
1435
04
ARALIK-2013
ÇARŞAMBA
........

Meşhur Bilderberg toplantısına bu yıl hangi Türkler katılıyor

  Dışarıya tamamen kapalı bu kulüp, komplo teorisyenlerinin de sıkça beslendiği bir yer olma özelliğini taşıyor. Bu yıl, organizasyona 23 ül...