27 Ocak 2018 Cumartesi

Fenerbahçe Kongre tarihi

Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu Ocak ayı olağan toplantısı Fenerbahçe Faruk Ilgaz Tesisleri'nde başladı.
Toplantıya Başkan Aziz Yıldırım, yönetim kurulu üyeleri Mithan Yenigün, Mahmut Uslu, Alaattin Yıldırım, Önder Fırat, Şekip Mosturoğlu, Ozan Balaban, Nihat Özbağı, Metin Doğan, Selim Sapan, Ender Akkaya ve Serdar Erkan'ın yanı sıra Fenerbahçe Başkanlığı için adaylığını açıklayan Ali Koç da katıldı.

Toplantıda 40, 50, 60 ve 70 yılını dolduran üyelere plaketleri ile gümüş ve altın rozetleri takdim edilecek.

SEÇİM TARİHİ AÇIKLANDI

Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu Başkanı Vefa Küküç, Sarı-lacivertli kulübün olağan genel kurulunun 26-27 Mayıs'ta çoğunluk sağlanması halinde yapılacağını, çoğunluk sağlanmaması durumunda ise 2-3 Haziran tarihlerinde çoğunluk aranmaksızın düzenleneceğini açıkladı.

Benim Beyaz Kargam


BENİM BEYAZ KARGAM

6 Eylül 2017
Çocuklar belirli bir yetenek ve potansiyel ile dünyaya gelirler. Bu yetenek ve potansiyellerin fark edilip keşfedilmesi gerekir. Aynı zamanda ortamında yaşanılan süreç, bazen çocukların farklılığı ebeveynlere fark ettirmeye devam etmek. Ebeveynlerin bu konuda daha bilinçli bir gözlem yapmaları gerekiyor. Ya da bazı uzmanlardan destek almaları ...

'' Ülfet '' dediğimiz uyuşmuş alışkanlık durumudur. Bu gelişim ve değişimden çok rahat bir şekilde görülebilir. Bir çocukla gelişim ve değişim hakkında fikir alış verişinde bulunabilir. Düzenli değil ayrıca, kayıt altına alınabilir. Buğdayın ışığı akranları ile birlikte benzerlikler ve farklılıklar ortaya çıkarmak net bir şekilde çıkacaktır.

Bazı bilim adamları, doğuştan gelen yetenek ve kişilik özelliklerine ilişkin güncel isim bulup '' mizaç '' olarak adlandırsalar da çok daha önceden biliyorsun '' fıtrat '' biliyork.


Rusya'da '' Beyaz Karga '' diye terör var.Eğer çocuğunuz siyah kargaların arasında beyaz karga is heyecanlanabilir, şaşırabilir, çaresiz kalabilir veya panik halinde çalmazık kapı bırakmayabilirsiniz. Siz bütün bunları yaparken:
            '' Aman çocuğum bu yeteneklerinin farkına varmasın ''
            '' Arkadaşları bu şart anlamamalı ''
            '' Çocuğum bu konuda etiketlenmesin ''
vs diyebilir ve öyle de düşünebilirsiniz.
            Milli Eğitim Bakanlığının ilgili birimi çıkardığı '' Beni Anlayın Belirli Bir Yetenekli Çocuğum var '' kitabında da bu konuya değinilmiş:
            '' Özel yetenekli çocukların etiketlenip tamamen akranlarından ayrıştırılmış bir eğitim sürecine alınması da kişisel, sosyal problemlere sebep verebilir. Özel yetenekli çocuklar için en iyi model akranlarından ayrıştırmadan özel eğitim ihtiyaçlarını karşılayarak potansiyellerini geliştirmelerine olanak sağlamaktır. ''
denilmiş. Evet olması iyi gerçekler bu açıklamalar çürütüyor. Sen isteseniz de istemeseniz de, gizleseniz de gizlemeseniz de, üstünde örtmeye çalışsanız da çalışmasanız da yaparsanız yapın nafile. Bu etiketlenmeyi hiçbir şekilde önleyemezsiniz. Eğer çocuğunuz beyaz karga ise kendisi başta olmak üzere bütün akranları, komşuları, akrabaları, öğretmenleri hisseder, görür, farkına varır ve bilir.

Şimdi sınıf öğretmenleri, sizin çocuğunuzu bilesem sınavına girmesi için önerdi diyelim. Diğer çocuklar ise sınava dahi giremedi. Bu konuşulmayacak mı?
            Diyelim ki sınava girdi ve kazandı. Siz çocuğunuzun elinden tutup standart olarak BİLSEM'e götürdünüz. Kimse anlamayacak mı? Anne biz neden demeyecekler mi gitmiyoruz? Ya da çocuk kendisinin neden gittiğinin farkına mı varmayacak? İnanın sadece gülmek geliyor ...
            Bazı akademisyenler gerçekten hayal dünyasında yaşıyor olmalı. Rica ediyorum ya gerçekleri konuşsunlar ya da sussunlar. Kimse bütün çocukları ve ebeveynleri aptal yerine koymasın. Zamanımızdaki bütün yetenekleri, olmasalar bile algıları çok açık ve olan biten her şeyin farkındalar. O yüzden kimse ebeveynleri yanlış bilgiendirmesin. Hayal dünyasındakileri değil gerçekleri yazsınlar. Bu açıklamalarım kafadan yazmadığınızı önermektedir. Ispatlayacağım.
            Bu durumda gerçekleri konuşalım. Ona göre çözüm yolları geliştirelim. Kimse kör ve sağırı oynamasın.

Beyaz kargalar her zaman ve onu ortamda dikkatleri üzerine çeker. Siyah kargalarla arkadaşlık etmede zorlanırlar. Siyah kargalar tarafından yüksek bir ihtimalle dışlanabilirler. Eğer siz de bu farklılıkları görmezden gelip mecburi olarak, aynı ortamda, aynı müfredatla, aynı yöntemle ve eğitmeden çalışırsanız hem siyah kargaları hem da beyaz kargayı kaybedersiniz. 

            Bu arada Einstein, Leonardo Da Vinci, İbn-i Sina vs dahi birer beyaz kargaydı. Bu anlattıklarıma bazı sözler akademisyenlerin itiraz sesleri de işitebiliyorum. Ben onlara kopyala yapıştırılmış akademisyenleri diyorum. Deruni bilgiden yoksun akademisyenler ... 500 yıl önceki kuramlara göre konuşan akademisyenler ... Zaman değişmiş, asır başkalaşmış, öğrenme hızı ışık hızına yaklaşmış bizim akademisyenler kağnı arabası ile yokuş tırmanmaya çalışıyor. Neymiş efendim: '' Herkes aynı ortamda ders görmeliymiş. Öbür türlü ayrıştırma oluyormuş. Etiketleme oluyormuş. Aynı mfredat dayatılmalıymış. '' Mış mış da mış mış.

Şimdi gelin mantıklı sorular soralım.
  • Bilinen 8 farklı zeka alanı var deyip ona göre eğitim verilmeli diyen kim?
  • Farklı yeteneklere göre Avrupa'da nasıl dece öyle yönlendirelim diyenler kimler acaba?
  • Farklı mizaçların aynı ortamda sıkıntı oluşturulabileceğini ve ona göre eğitim ortamında hazırlanmalı ve bu çeşitliliğiniz alınmalı diyen kim?
  • Kırk kişilik sınıfları farklılıklara göre, zeka alanlarına göre, ilgi ve yeteneklerine göre eğitim verilecek?

      Bu eğitim günatmasından bahseden adamın durumu şuna benzerleri:
      Bir saç dökülmesi, birader ortopedi uzmanı ile bir marangoze aynı ortamda aynı eğitime tutmak gibi saçma sapan bir şey.

Sosyalleşme de sosyalleşme deyip kafayı sosyalleşme ile bozan akademisyenlere sesleniyorum.Bilmiyorsanız susmanız daha hayırlı diyorum. Bırakın çocuklar kendi seviyelerine göre arkadaşları ile sosyalleşsinler. Emin olun kendilerine bir noktada daha fazla mutlak ve daha üretken olacaklardır. Çocuklar sosyalleşsin diye bin bir takla atarsınız, yaptığınız günatmalarla bir iki sene sonra o güzelim madeni heba edersiniz.

Beyaz kargalar kendine göre, ihtiyaçlarına mukabil bir ortamda bir yöntem bir defa ile kaldığım zaman zaman dış dünya ile birlikte, insanlarla kalınlaşırken, çevreye karşı da olsa kendisi ile yıkılır ve aşılmaz duvarlar örebilir. Bazen de kendisine bahşedilen o zekayı toplumu ve çevresini cezalandırmak için kullanabilir. Bir psikopat olarak doğabilir. Alın boyut sosyalleşme dayatındanin sonuçları ...

Üstün yetenekli yaklaşık 250 ebeveyn ile bire bir görüşme yaptım. Onlara şu soruyu sordum:

 '' Çocuğunuzun normal tabir edilen heterojen yani karma bir ortamda, dayatılan müfredat ve çözüm yolları ile mi yoksa çocuğunuzun ilgi ve yeteneklerine göre özel eğitim göreceği okullarda homojen olarak mi eğitim görmesini istersiniz, neden? '' 

Size, gelen cevapların ortalamasını kendi yorumumu katmadan aktaracağım.

  • Çocuğumuzu önce tavsiyeler üzerine sosyalleşsin diye normal bir okula ve sınıfa kaydettik.
  • Çocuğumuzdaki farklılıkların düzenlediği istemiyorduk.
  • Çocuğumuzun etiketlenmesi istemiyorduk,
  • Ama dedikleri gibi sosyalleşmedi,
  • Aksine kapandı,
  • Çocuk okula başladığından iki üç ay sonra farklı olarak kendi şahane arkadaşlarım da öğretmenleri de anladı,
  • Bütün sınıfın çocuğumun özelleşmiş olduğunu ve hepsini üst seviyeye götürdü,
  • Diğer öğrenciler çocuğumu sürekli dışladılar,
  • Halbuki her şey çok normal ve güzel başlamıştı,
  • Öğretmeni diğer çocuklara haksızlık olmasın diye sürekli onu susturdu
  • Diğer aileler çocuklarını çocuğumla kıyaslıyorlardı ve bunu bana da soruyorlardı
  • Bizimkiler unuttu ama seninki kesin yapmıştır
  • Senin çocuğun nasıl yaptığımki de öyle yapsın
  • Ödevler neydi seninki kesin yazmıştır
  • Dedik daha fazla oldu
  • Çocuğumuzu kaybetmekten üzereydik
  • Çocuğum da artık isyan etmeye başladı. Tutturdu, öğretmen hep aynı şeyleri tekrar edip duruyor diye,
  • Bizi artık cezalandırmaya başladı,
  • Aksi davranışmaya, altını ıslatmaya başladı
  • Arkadaşlarıyla neden anlamıyor vs vs vs ...
  • Baktık çocukları kaybediyoruz
  • ÜPO (Üstün Potansiyelliler) sınıfları, özel okullara bir sürü para vererek gönderdik.
  • Maddi misyonlarının yazanlardan oluyor,
  • Çocuklar için ihtiyaç duymak hitap etmek bir alanla ilgiliktan sonra eski başarılı ve mutlu günlerine geri döndü.
İşte onunla ilgili yaşanmış ve gerçekçi tüm rövanş ona muhalefet. Aksi takdirde beyazla kargaları geçici olarak siyaha boyamak olur ilk yağmur ve fırtınada gerçekler ortaya çıkaracaktır. Bakın gizlemeyin, biliyoruz, durumun farkındayız sadece bütçemiz şimdilik yetmiyor deyin anlarız. İki sözde akademisyenin dudakları arasında hapsedilmeyecek kadar değerli olan bu çocuklarımızı ülkenin muasır medeniyetleri seviyesine ulaşmada değerlendirelim.

            Yavaş yavaş, kadife kademe, pilot bölgeler seçilip, iş adamlarından hibeler alınıp üstün potansiyelliler okulları açılabilir.

Meşhur Bilderberg toplantısına bu yıl hangi Türkler katılıyor

  Dışarıya tamamen kapalı bu kulüp, komplo teorisyenlerinin de sıkça beslendiği bir yer olma özelliğini taşıyor. Bu yıl, organizasyona 23 ül...