8 Ağustos 2012 Çarşamba

3. Dünya Savaşı üç hafta sonra mı çıkacak?!

Teröre karşı yıllardır verilen kararlı(!) mücadele Hakkari'de Geçimli Karakolu ile Çukurca'da üç ayrı karakola teröristlerce gerçekleştirilen eş zamanlı saldırıda yine bizlere 6 asker ve 2 köy korucusu olmak üzere 8 şehit verdirdi. (Hakkari'de 7 bölgeye giriş yasaklandı.)
Acı kelimelere sığmayacak kadar büyük hele ki şehit aileleri için...

Şehit haberlerinin ardından A Haber'de gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başbakan Erdoğan saldırıdan Suriye'yi sorumlu tuttu. Esed'in Afrin ve Kobani'yi PKK'ya teslim ettiğinden söz etti. Ardından da tehdit devam ederse Suriye'ye gireceğimiz mesajını verdi.
Türkiye'de bunlar yaşanırken eşzamanlı olarak Sina'nın kuzeyindeki kontrol noktasını hedef alan ve 16 Mısır polisinin ölümü ile sonuçlanan bir saldırı gerçekleşti. Gazze saldırıdan İsrail'i sorumlu tutsa da Refah Sınır Kapısı süresiz kapatıldı. Mısır ile Gazze'nin arasını açmak hedefi ile gerçekleştirildiği düşünülen saldırı da Mısır'ın siyasi istikrarını sarsmakta diğer bir amaçtı.

Dezenformasyon için düğmeye basıldı ve sosyal ağlar devreye girdi. Rusya İçişleri Bakanı adına twitter da açılan bir hesaptan Esed'in ve eşinin Lazkiye'de öldüğü öne sürüldü. Jet yanıtla söz konusu hesabın Rus Bakana ait olmadığı belirtildi.
Özgür Suriye Ordusu mensubu Thwaiba Kanafan adlı bir kadın,Türkiye'de eğitim aldığını, Suriyeli üst düzeydeki resmi yetkililer hakkında casusluk yapıp, Özgür Suriye Ordusu'nun bu insanları yakalamasına yardımcı olmaya çalıştığını iddia etti. Kanafan, Türkiye'de, kendisi gibi olanlar için özel bir eğitim programı düzenlendiğini ve Türk ordusunun yönettiği gizli merkezler olduğunu söyledi.
Kanafan'ın söyledikleri doğru bile olsa bu açıklamanın garipliği üzerinde düşünürken gündeme İran televizyonunun 'Suriye'de muhaliflere yardım eden üst rütbeli Türk subayı yakalandı' iddiası düştü. (Dışişleri Bakanlığı yalanladı.)
Birkaç gün önce Mossad'ın eski şefi Efraim Halevy'in, Times of İsrael sitesine İran'a saldırı tarihi vermesi ve "Eğer İranlıların yerinde olsaydım, önümüzdeki 12 hafta için çok büyük endişe duyardım" açıklamasına paralel olarak ise İsrail Kanal 10 televizyonu İran'a saldırı için yıllardır hazırlık yapıldığını ve artık saldırı zamanının geldiğini ileri sürerek İran'a saldırının bedelinin de ağır olacağına işaret etti.

Tüm bu gelişmeleri hesaba katarak Suriye konusunda Türkiye'deki mevcut resmi hatırlayalım;
1-Özgür Suriye Ordusunu destekleyenler.
2-Esed Rejimini sahiplenenler.
3-Esed'in başından beri halk ayaklanmasıyla gitmesini sağlayacak adımların atılması gerektiğini ve Esed'in gitmesi konusunda ABD'den gelecek sözde destekle daha çok kan akacağı endişesini taşıyanlar.
3. görüşü baştan beri destekleyenlerin safında yer alsakta geldiğimiz noktanın sadece bir temennide kaldığını itiraf etmeliyim.

Müslüman kanının akmasına sessiz kalmak gibi bir saçmalığı bu görüşü taşıyanlara yakıştıranlar yani Özgür Suriye Ordusunu destekleyenlerin yürekten söylüyorum ki haklı ve endişelerin boşa çıkmasını çok istiyorum.

Gelelim olası senaryolara;
-Suriye'nin sahip olduğu büyük enerji kaynakları ve stratejik konumundan ötürü yıllardır bölgeye girme hevesinde olan ABD'nin senaryoları tutmadığı için İsrail devreye girecek ve Suriye'ye hava saldırısı için Nato'ya ortam hazırlayacak.
-Obama Modeli olarak ABD'nin işgal politikasında üstlendiği rolü Türkiye oynayacak. ABD'nin Libya, Mısır ve Tunus'ta uyguladığı iddia edilen modelin bir basamağı olan Suriye işgali Türkiye üzerinden gerçekleştirilecek. Buna göre ise İsrail'in İran'ı vurduğu gün, Türkiye de Suriye'yi vuracak.

Ülkesi dışında tek deniz üssü Suriye'nin Tartus limanında olan ve Esed'in düşmesiyle bu üssün kapatılacağını çok iyi bilen Rusya devreye girecek. Lojistik açısından zor duruma düşen Lübnan Hizbullahı da elbetteki bu duruma kayıtsız kalmayacak. Enerji ihtiyacını Ortadoğu'dan karşılayan Çin ise bu kaynakların batılılıların kontrolüne geçmesini kabul etmeyeceği için olası bir savaşta safını alacak.
Bundan sonra kim kimin yanında yer almış pek de önemi kalmıyor aslında.
3. Dünya Savaşı'nın çıkmasını ellerini ovuşturarak bekleyenler bir yana bu komplo teorileri içerisinde beni en çok ilgilendiren Türkiye'nin nerede durduğu!
Esed'i devirmek adına ABD ve NATO ile işbirliği yaptığımıza göre safımızın ne olduğunu bulmak ise zor olmasa gerek.
Ne var ki İsrail'in ve ABD'nin İran'a olan tutumunu bile bile onu yok etmek isteyenlerin yanında yer almamız neticesinde PKK saldırılarını Suriye rejiminin ve İran'ın desteklediğinin ispatı da gereksiz gözüküyor. Hadi Suriye'yi bir kenara bırakalım dost bildiğimiz İran'ın bulunduğu yeri eleştirirken bizim onun karşısındaki duruşumuzu nereye koyacağız? Ne demelerini bekliyoruz mesela: "Türkiye bizim dostumuz ABD ile işbirliği yapıp sonra bize saldırının zemini hazırlansa da dostumuz!"

...Şimdi!
8 Şehit verdik, PKK sözde Arap Baharının peşinde, komşularımızla düşman olduk. 1. Ve 2. Dünya Savaşlarının çıkma nedenlerini hatırlarsak amaç Suriye halkına demokrasi getirmek mi yoksa 3. Dünya Savaşı çıkarmak mı?
Hazır madem böyle korkunç bir senaryoyu konuşuyoruz ABD'de, Irak'ta ve Afganistan'da binlerce kişiyi katletti-katlediyor, İsrail Filistin'de katliama ara vermeden devam ediyor. Mavi Marmara'nın kanı da üzerinde duruyor!

Suriye'ye girmişken amaç masum insanların ölmemesi ya, ABD ve İsrail'e de demokrasi götürsek mi?!
Savaşların tarih sayfalarında kaldığını sanan masum çocukluğum nereden bilirdin ki o savaşları çıkaranlar hiç sayfaların arasında kalmamış!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Meşhur Bilderberg toplantısına bu yıl hangi Türkler katılıyor

  Dışarıya tamamen kapalı bu kulüp, komplo teorisyenlerinin de sıkça beslendiği bir yer olma özelliğini taşıyor. Bu yıl, organizasyona 23 ül...