26 Ekim 2012 Cuma

CHP, BDP ve İP’in sokak inadı

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın CHP ile BDP arasında ‘gizli bir ittifaktan' bahsettiği konuşmasının üzerin­den bir hafta geçmeden, işbirliğinin ilk yansımaları ortaya çıkmaya başladı.

CHP – BDP İTTİFAKI MEYVELERİNİ VERİYOR

CHP'nin seçimlerin erkene alınmasına engel olmaya çalışan dünyadaki tek anamuhalefet partisi olduğu­nu belirttiği konuşmasında Erdoğan, “BDP ile CHP, 12 Haziran'dan bu yana pek çok konuda birlikte ha­reket ediyor. Adeta bunlar müttefik. CHP'nin yolu BDP'yi, BDP'nin yolu da CHP'yi düze çıkarmaz” şek­linde konuşmuştu.

BİRER GÜN ARAYLA KAOS PEŞİNDELER

Başbakan'ın bu açıklamasının ardından CHP ile BDP birer gün arayla ayrı ayrı ‘kaos planlarını' uygula­maya sokma kararı aldılar. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarının Ulus Meydanı'nda yapılama­yacağı yönündeki Ankara Valiliği kararını bahane eden CHP, ‘Bu karar yok hükmündedir. Biz orada ola­cağız' şeklinde hukuka, kanunlara ve kamu düzenine meydan okurken, BDP ise cezaevlerindeki terör tu­tuklu ve mahkûmlarının ve terör örgütü elebaşısı Öcalan'ın durumunu bahane ederek 30 Ekim tarihini ‘topyekün direniş günü' ilan etti ve yandaşlarına ‘hayatı durdurma' çağrısı yaptı.

İP'LİLER ELLERİNİ OVUŞTURUYOR

Bu arada, Ulus Meydanı'nda provokasyon peşinde olan ve Cumhuriyet Bayramı kutlamalarını karanlık siyasetlerine alet etmeyi düşünen grupların içinde başı çeken İşçi Partisi'nin (İP) üyeleri kimi şehirler­de ‘Hepimiz Atatürk'ün askerleriyiz' sloganları atarak, yasağı protesto ederken, CHP'den gelen sürpriz destekle moral buldular.

CHP, MARJİNAL GRUPLARIN KUYRUĞUNA TAKILDI

İP, ADD gibi marjinal grupların peşine takılmakla suçlanan CHP'nin genç parti meclisi üyeleri yaptıkla­rı açıklamada, “Hiçbir güç Cumhuriyeti yasaklama cesareti gösteremez. Ne AKP ne de valilerinin buna gücü yetmez. Cumhuriyet de, meydanlar da halkındır” dediler. CHP PM üyeleri Umut Akdoğan, Gül Çiftçi, Sevnur Yıldırım, Onursal Adıgüzel ile Gençlik Kolları Genel Başkanı Emre Doğan ortak bir açıkla­ma yaparak, 29 Ekim'deki Cumhuriyet yürüyüşüne Valilik tarafından izin verilememesine tepki göster­diler. Açıklamada, “Valinin buyruğu bizim için yok hükmündedir. Mustafa Kemal Samsun'a çıktıktan sonra onu geri çağıran padişahın ‘tutuklansın, tez kellesi vurulsun' buyruğunu nasıl dikkate almadıysa biz de AKP'yi ve onun valilerinin yasakçı zihniyetini dikkate almıyoruz. Cumhuriyet milletin bayramı­dır. Hiçbir güç Cumhuriyeti yasaklama cesareti gösteremez. Ne AKP ne de valilerinin buna gücü yet­mez. Cumhuriyet bürokrasi koridorlarında kurulmadı. Bu ülkenin dağlarında, ovalarında, meydanla­rında kuruldu. Nerede kurulduysa orada kutlanır” denildi.

İNCE'DEN KABADAYILIK

Bu arada CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, yaptığı açıklama ile İçişleri Bakanı'nı uyardı. “Kimse Cumhuriyet Bayramını yasaklayamaz” diyen İnce, “Orada bir milletvekilimizin gözüne biber gazı gelir­se bu Meclis'te İçişleri Bakanı'na o gazı tattırırız” şeklinde gözdağı vermeye çalıştı.

30 EKİM'İ “TOPYEKÛN DİRENİŞ GÜNÜ” İLAN ETTİLER

BDP cephesinde ise Büyük Kongre'nin ardından yapılan ilk parti meclisi toplantısından ‘kaos planı' çık­tı. Kongre “Sonuç Bildirgesi”nde İP, ADD ve CHP gibi ‘Kemalist' grupların 29 Ekim provokasyon giri­şimlerinin hemen ertesi günü olan 30 Ekim'de tüm AK Parti örgütlerine siyah çelenk bırakılması isten­di.

HAYATI DURDURMA ÇAĞRISI

30 Ekim Salı gününü “Topyekûn Direniş Günü” ilan eden BDP PM'nin güçlü eylem ve etkinlikler planla­dığı belirtilen bildirgede, parti yandaşlarına “bulundukları alanda hayatı durdurma” çağrısı yapıldığı, “Partimiz, açlık grevlerinin geldiği kritik aşamayı ciddiyetle algılayarak; genel merkez ve yerel örgütle­rimiz bütünlüklü, planlı, sürekli, güçlü, meşruiyet ve haklılık temelinde demokratik sivil bir direniş hat­tı oluşturacaktır” denildi.

EFENDİLERİNE MEKTUP YAZACAKLAR

Terör örgütü yandaşı partinin diğer bazı eylem planları şöyle sayıldı: “Açlık grevi hakkında bilgi ver­mek ve duyarlılık çağrısında bulunmak amacıyla, Kürdistan'ın diğer parçalarındaki parti ve liderlere, Avrupa'daki insan hakları örgütlerine, BM ve AB'nin insan haklarıyla ilgili birimlerine, AB ülkeleri li­derlerine ve Türkiye büyükelçiliklerine, ABD senatör ve kongre üyelerine, Avrupa konseyinin ilgili bi­rimlerine, uluslararası kanaat önderlerine ve yabancı gazetecilere Eş Genel Başkanlarımızın imzalarıy­la mektuplar iletilecektir.”

DÖNÜŞÜMLÜ AÇLIK GREVİ RİYAKÂRLIĞI

“İl örgütlerimiz uygun olan tüm mahallelerde, uygun yerlere ‘açlık grevindeki tutsaklar yalnız değildir' çadırları kuracaktır. Genel merkez yöneticilerimiz, milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız bu çadır­larda; açlık grevinin durumunu, tutsakların haklı ve meşru taleplerini yapacakları toplantılarla halkla paylaşacaklardır. Milletvekillerimiz ve belediye başkanlarımız da çadırlarda destek amaçlı yapılacak dönüşümlü açlık grevine katılacaklardır.”

KCK OPERASYONLARI ‘SİYASİ SOYKIRIM' OLARAK NİTELENDİ

BDP'nin eylemlerinin yoğun olarak 3 Kasım'a kadar sürmesi bekleniyor. Sonuç Bildirgesi'ne göre BDP PM toplantısında gelecek birkaç yıl içerisinde, 21. YY'nin kaderini belirleyecek kadar önemli gelişme­ler yaşanacağı öne sürüldü. Açıklamada, “14 Nisan 2009'dan beri kesintisiz olarak devam eden siyasi soykırım operasyonlarına ve 8 bini aşkın politik tutsağa rağmen, halkımızın direnişi devam ediyor” de­nilerek KCK operasyonlarına dikkat çekildi. BDP açıklamasında, Kürt halkının teröristbaşı Abdullah Öcalan'ı ‘Önder' olarak kabul ettiğini de öne sürüldü.

23 Ekim 2012 Salı

Genelkurmay'dan o uygulamaya son veriyor

Son zamanlarda Pkk'nın askeri sevkiyat yapan konvoylara yönelik düzenlediği eylemlerin artması üzerine Genelkurmay Başkanlığı yeni bir sevkiyat planı geliştirdi.

Geçen hafta bir emir yayınlayan Genelkurmay Başkanlığı, terör saldırısı riski olan bölgelerde asker sevkiyatlarının karadan yapılmaması talimatını verdi. Yayınlanan emirde tezkere alan, izine giden ve birliklerine yeni teslim olan askerlerin helikopterlerle havaalanı olan illere sevk edilmesi istendi.

Buna göre kırsal bölgede görev yapan askerler helikopterlerle havaalanı olan il merkezlerine, buradan da uçaklarla gidecekleri yerlere gönderilecek.

Diyarbakır, Elazığ ve Van'da bulunan Kabul ve Toplanma Merkezleri'ne katılan askerlerden de birlikleri kritik noktalarda olanlar, belirli dönemlerle helikopterlerle sevk edilecek. 5 günden bu yana devam eden uygulama ile karadan askeri sevkiyatların asgariye indirilerek, konvoylara yönelik düzenlenmesi muhtemel terör saldırılarının önüne geçilmesi planlanıyor.

Yeni planlamaya göre kritik bölgelerde askerliğini yapanlar helikopterle Diyarbakır'da bulunan 7'nci Kolordu Komutanlığı, Elazığ'da bulunan 8'inci Kolordu Komutanlığı, Van'da bulunan Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı ve Erzincan'da bulunan 3'üncü Ordu Komutanlığı'na getirilerek buradan havayoluyla memleketlerine gönderilecek.

20 Ekim 2012 Cumartesi

Depremzedeye dediler PKK'ya gönderdiler!

Mardin'in Kızıltepe ilçesinde, geçen yıl Kurban bayramında izinsiz deri topladıkları, Van depremindeki felaket sonrası bağış adı altında topladıkları paraları PKK'nın dağ kadrosuna aktardıkları iddiasıyla gözaltına alınan 6'sı tutuklu 12 sanık hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianameye göre, sanıklar Van depremini fırsat bilerek bağış adı altında para toplamaya karar verdi. Kurulan stantlarda, 'Van depremindeki kardeşlerimize yardım topluyoruz' diye bağış aldıkları ancak sonra bu paraları PKK'ya ve ölen teröristlerin ailelerine gönderdikleri belirlendi.

Sanıklar ayrıca belediye işçilerinden de örgüte aktarılmak üzere 300'er lira para topladı. İddianamede, bir gizli tanığın şu ifadelerine yer verildi: "Van depremi için toplanan paralar çeşitli tarihlerde güvenlik güçleriyle girdikleri çatışmalarda öldürülen teröristlerin ailelerine, bir kısmı da örgüte aktarıldı.

Ayrıca KCK'nın bildirilerine zorla imza attırıldı" dedi. Başka bir gizli tanık ise, "Bizlere, 'bunu örgüt istiyor, mecbur vereceksiniz' diyerek paraları aldılar. Paralar örgüte aktarılmak üzere BDP teşkilatına teslim edildi" diye konuştu. İddianamede, BDP ile de aralarında organik bağ olduğu savunulan sanıklar için 15 ile 25 yıl arasında değişen hapis cezaları istendi.

TELEFONDA İTİRAF ETTİ

Sanıkların, ortam dinlemesinde, insanların duyguları sömürülerek depremzedeler için toplandığı söylenen paraların PKK'ya aktarıldığı depremin de nasıl kılıf olarak kullanıldığı şöyle itiraf edildi:

X: Deprem boştur oğlum, değil mi Çetin arkadaş?
Y: Doğru söylemek gerekirse deprem için diyoruz ama değil, paralar dağda ölenler içindir.
Z: Ya, bu iş biraz tehlikeli değil mi?
X: Kardeşim 'depreme bağıştır, veren verir vermeyen vermez' savunması var yani anlayın. Fazla da sesinizi çıkarmayın.

Kurban ile ilgili fıkhi beyanlar


Kurban ile ilgili bilgilerimizi fıkıh kaynaklarımızdan şöyle bir gözden geçirelim:

* Kurban, Allah'a yaklaşma vesilesidir.

* Kendine fitre düşenlere kurban kesmek de vaciptir.

* Allah'a ulaşacak olan kurban eti, derisi, kanı değil, kurban vesilesiyle kulun takvasıdır.

* Helal kazançla kesilen kurban ev halkından bela ve ezayı uzaklaştırır. (Şarani, el-Uhudü'l-Kübra. Sf: 257)

* Peygamberimiz (S.A.V.), "Kim kurban kesmeye mali kudreti yerinde olur da kesmezse, o kimse namazgâhımıza sakın yaklaşmasın" buyurmuştur. (İbni Mâce, c/2, Sf: 1044. H.no: 3123. Müsbet, C/2, Sf: 321)

* Kurbanda ortaklık en fazla yedi kişidir. (Müslim: 1 / 318)

* Kurban etinin üçte birini fakirlere vermek müstahaptır. (Tecrid-i Sarih Terc ve Şerhi, C/12. Sf: 34. H.no: 1886)

Kurban keserken şunları yerini getirmek müstehaptır:

Kurbanı:

Kıbleye karşı yatırmak;

Soluna doğru yatırmak;

Yatırırken ve kesmeye başlamadan önce dua (En'am suresi, ayet: 62-63) okumak,

Kesmeye başlarken: Bismillahi Allah-u Ekber demek.

* Kurban kesildikten sonra kurban sahibi (veya sahipleri) iki rekat şükür namazı kılmalıdır (lar). (Damad adlı fıkıh kitabı)

* Etleri yenen yabani hayvanlardan (geyik, karaca, tavşan ... gibi) kurban olmaz.

* Kurban edilebilir olduğu halde şu dört hayvan kurban edilemez. Bunlar:

- Kör hayvan;

- Hasta hayvan;

- Topal hayvan;

- Kesilecek yere gidemeyen zayıf hayvan.

* Kurban kesebilecek herkese kurban yapmak gerekli bir ibadettir. Misafir ile mukim arasında fark yoktur. (Y.V.Yavuz. İslam'da Zekât Müessesesi, Sf: 281. 2. baskı) Peygamberimiz buyurdu: "Kurban seferde de kesilir." (Müslim 1975. Ebu Davud 2814)

* Boynuzu olmayan veya hadım edilmiş olan hayvan kurban edilir. (Tirmizi, Kurban, H.no: 1520)

* Kâfire kurban etinden verilmez. (Ebussuud Ef. Fetvaları, No: 379)

* Kurban yapmayıp parasını tasadduk etmek kurban yerine geçmez. Hiçbir ibadet diğerinin aynısı değildir. Onun için kurban kesmeyip de kurbanlık hayvan ağırlığınca altını fakirlere dağıtsak, büyük sevaba gireriz, ama kurban kesmiş olmayız. Hem kurban keseceğiz hem de yardımımızı yapacağız.

Allah (C.C.) kabul etsin.

OECD'den Türkiye'ye terör finansmanı uyarısı

Türkiye'nin, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) bünyesinde kara para ve terörün finansmanıyla mücadele işlevi gören Mali Eylem Görev Gücü (FAFT) üyeliği tehlikede.

ÜYELİK ASKIYA ALINACAK

ntvmsnbc'den Kayhan Karaca'nın haberine göre; terörizmin finansmanıyla yeterli mücadele etmediği gerekçesiyle geçen haziran ayında Ankara'ya ekim ayına kadar süre tanıyan FAFT, bu alanda gereli yasal düzenlemeleri yapmaması halinde Türkiye'nin üyeliğini 22 şubat 2013 tarihinde askıya almayı kararlaştırdı.

TERÖRİZM FİNANSMANIYLA İLGİLİ YASAL BOŞLUK VAR

FAFT'ın bugün Paris'te yapılan genel kurul toplantılarında alınan kararda, Türkiye'nin karar para aklamayla mücadelede attığı adımların olumlu olduğu, ancak terörizmin finansmanıyla mücadele konusundaki yasalarda boşluklar bulunduğu belirtildi.

SON TARİH 22 ŞUBAT

FAFT, Türk hükümetinden, terörün finansmanıyla ilgili yasal düzenlemeleri gerçekleştirmesini ve terörden kaynaklanan banka transferleri ve banka işlemlerinin tespit edilip dondurulmasını Mali Eylem Görev Gücü'nün tavsiyeleri doğrultusunda sağlayacak yasal bir çerçeve hazırlamasını talep etti. Bu taleplerin 22 şubat 2013 tarihine kadar hayata geçirilmemesi halinde Türkiye'nin üyeliğinin askıya alınacağı bildirildi.

KARA LİSTE RİSKİ VAR

Türkiye şu anda FAFT'ın "Kara Para Aklama ve Terörün Finansmanıyla Mücadelede Stratejik Yetersizlikleri Bulunan Ülkeler" listesinde yer alıyor. "Kara-Gri Liste" olarak da anılan bu listede Endonezya, Pakistan, Yemen, Gana ve Nijerya gibi ülkeler de bulunuyor. Türkiye'nin şubat ayına kadar gerekli yasal reformları gerçekleştirmemesi halinde şu an sadece Kuzey Kore ve İran'ın bulunduğu "Kara Liste"ye alınma riski bulunuyor.

Ulusal ve uluslararası planda kara para aklama ve terörizmin finansmanıyla mücadele için 1989 yılında OECD bünyesinde G7'ler AB'nin girişimiyle kurulan ve hükümetlerarası bir organ olan FAFT bu alanlarda politikalar üretip, denetim mekanizmasıyla kontrol ettiği üye devletlere tavsiyelerde bulunuyor.

8 Ekim 2012 Pazartesi

Arınç: Kurban Bayramı tatili 6 gün

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Kurban Bayramı öncesindeki 24 Ekim gününün de tam gün resmi tatil olarak kabul edildiğini belirterek, ''24 Ekim Çarşamba günü yarım gün mesai yapılmayacak'' dedi.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından Başbakanlık Merkez Bina'da düzenlediği basın toplantısında Bakanlar Kurulu'nda yaklaşan Kurban Bayramı sebebiyle alınan kararları açıkladı. Kurban Bayramı'nın birinci günü olan 25 Ekim öncesindeki arefe gününün de resmi tatil ilan edildiğini bildiren Arınç, ''24 Ekim Çarşamba günü de kamu kesimi için tam gün tatile dönüştürüldü. Çarşamba günü yarım gün mesai yapılmayacak'' ifadesini kullandı.
Her bayramda olduğu gibi otoyol, boğaz köprüleri ve belediyelerin sunduğu toplu taşıma hizmetlerinden ücretsiz yararlanılmasına yönelik kararların da alındığını vurgulayan Bülent Arınç, ''24 Ekim 2012 Çarşamba günü 00.00'dan başlayarak 30 Ekim 2012 Salı günü saat 07.00'ye kadar otoyollar ve Boğaz köprülerinden ücretsiz yararlanılacak. 25 Ekim Perşembe günü saat 00.00'dan başlayarak, 28 Ekim Pazar günü saat 24.00'e kadar belediyeler ve bunların kurduğu birlik, müessese ve işletmecelerce yürütülen toplu taşıma hizmetlerinden yararlananlar da bunlardan istifade etmiş olacak'' diye konuştu.
Emekli, dul ve yetim aylığı alanlara da bayram öncesinde ödeme yapılacağını açıklayan Hükümet Sözcüsü Arınç, ''Tahsis numaralarının son rakamları 9,7,5 ve 3 olanlara 17 Ekim'de, 1,8 ve 6 olanlara 18 Ekim'de 4,2 ve 0 olanlara 19 Ekim tarihinde ödeme yapılacak'' dedi.

7 Ekim 2012 Pazar

MEB 100 Uzman Yardımcısı Alacak

Bakanlık, bu yıl alacağı uzman yardımcılığı için başvuru esaslarını düzenleyen kılavuzu yayınladı.
Adaylar başvurularını bakanlığın internet adresinden 5-9 Kasım tarihleri arasında yapacak.
3-21 Aralık tarihlerinde ise sözlü sınav yapılacak.

KPSS ve sözlü sınav ortalamaları en yüksek olan 100 aday uzman yardımcısı olarak göreve başlayacak.

Memurun Mesaisi Değişti

Bakanlar Kurulu'nun ''Merkezde Günlük Çalışma Saatlerinin Tespitine İlişkin Karar''da değişiklik yapılmasına dair kararı Resmi Gazete'de yayımlandı.
Yeni çalışma saatleri, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın yazısı üzerine, 657 sayılı Kanun'un 99 ve 100. maddelerine göre, Bakanlar Kurulu'nca kararlaştırıldı.
Buna göre, Başbakanlık, Çevre ve Şehircilik, Dışişleri, Gıda, Tarım ve Hayvancılık, İçişleri, Milli Eğitim, Milli Savunma, Orman ve Su İşleri, Sağlık bakanlıkları ile Genelkurmay Başkanlığı ve kuvvet komutanlıklarında göreve başlama saati 09.00-12.30, görev bitiş saatleri de 13.30-18.00 olarak belirlendi.
Diğer Bakanlıklar ve bankalar ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun göreve başlama saati 08.30-12.30, görev bitiş saati de 13.30-17.30 olarak tespit edildi.
Belirtilen kurumlara bağlı/ilgili olmayan kurumlarda da görev başlama saatleri 09.00-12.30, bitiş saati de 13.30-18.00 olarak belirlenirken, adı geçen Bakanlık ve kuruluşların merkezdeki bağlı/ilgili kuruluşları da ilgili Kurumun çalışma saatlerine tabi olacak.

Yıldızlar liginde 5 Türk üniversitesi

Dünyanın En İyi 400 Üniversitesi sıralamasında yükselişini sürdüren ODTÜ'nün, en iyi ilk 200'e girmesine az kaldı.

Tüm dünyada 17 bin başarılı öğretim üyesinin görüşleri alındı. Dünyanın En İyi 400 Üniversitesi sıralaması ortaya çıkarıldı. Çalışmayı yapan İngiliz Times Higher Education (THE) Kurumu da söz konusu sıralamayı açıkladı. Sıralamada ODTÜ 201-225, Bilkent ve Koç üniversiteleri 226-250, İTÜ ve Boğaziçi üniversiteleri 276-300 aralığında yer aldı.

ŞAMPİYON DEĞİŞMEDİ

Koç Üniversitesi bu yıl ilk kez sıralamaya girdi. Sıralamanın sürprizi Harvard'ın geçen yıl olduğu gibi bu yıl da şampiyonluğu California Teknoloji Enstitüsü'ne (California Institute of Technology-Caltech) kaptırmasının yanı sıra ikincilikten de olarak 4. sıraya düşmesi oldu.

ODTÜ‘DE HEDEF İLK 200

Türk üniversiteleri içerisinde birinci sırada bulunan ODTÜ, geçen sene 276-300 sıralama bandında yer almıştı. Ankara'da eğitim veren ODTÜ, büyük bir sıçrama yaparak bu yıl 201-225 bandına yükseldi.

ODTÜ ilk 200 üniversite arasında yer almak için çalışmalarını sürdürürken, Times Higher Education, yaptığı sıralamada 'araştırma (bütçe ve tanınırlık)', 'eğitim öğretim ortamı', 'araştırmanın etkisi', 'sanayiden elde edilen gelir' ve 'uluslararası boyut' kıstaslarını kullanıyor.

İsrail hava aracı düşürdü

İsrail ordu sözcüsü, sabah saatlerinde, insansız bir hava aracının, Negev bölgesinin kuzeyinde İsrail hava sahasını ihlal ettiği gerekçesiyle düşürüldüğünü açıkladı.

Video için tıklayınız...

İnceleme yapmak üzere uçağın enkazına ulaşılmaya çalışıldığı belirtildi.

İsrail basını, nereden geldiğine ilişkin bilgi verilmeyen hava aracının Gazze Şeridi'nden kalktığını iddia etti.

İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak'ın, hava aracının düşürülmesiyle ilgili olarak orduyu kutladığı ve ''olayı çok ciddiye aldıkları'' değerlendirmesinde bulunduğu kaydedildi.

TSK sınır delik deşik iddialarını yalanladı

Genelkurmay Başkanlığı, Akçakale'deki sınır hattında sorumlu olunan bölgeden kontrolsüz ve yasa dışı giriş-çıkış yapılmadığını, bölgenin tamamen kontrol altında tutulduğunu bildirdi.

Genelkurmay Başkanlığı'ndan, Akçakale sınır hattındaki giriş çıkışlarla ilgili AA'ya yapılan açıklamada, Akçakale'nin meskun mahallindeki gümrük kapısından giriş ve çıkışların, Gümrük Müdürlüğü ile İlçe Emniyet Müdürlüğü sorumluluğunda 18 Eylül 2012 tarihine kadar normal bir şekilde yapıldığı, gümrüğün bu tarihten itibaren giriş-çıkışlara kapatıldığı anımsatıldı.

Gümrük kapısı dışında olan yerlerin, sıkı bir şekilde kontrol edildiği vurgulanan açıklamada, 18 Eylül-05 Ekim 2012 tarihleri arasında, Türkiye'ye giriş teşebbüsünde bulunan bin 796 Suriye vatandaşının, sınır birlikleri tarafından usulüne uygun bir şekilde yurt içine alınarak, mülki makamlara teslim edildiği belirtildi.

Açıklamada, ''Bunun haricinde, sınır hattında sorumlu olduğumuz bölgeden kontrolsüz ve yasa dışı giriş-çıkış yapılmamaktadır. Sorumlu olduğumuz bölge tamamen kontrol altında tutulmaktadır'' denildi.

5 Ekim 2012 Cuma

''Özal'ın cesedini Allah korudu''


8. Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal'ın hayatını kaybettiği 17 Nisan 1993 tarihinde GATA'da nöbetçi tabip subay olan Şifa Üniversitesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarsılmaz, cesedinin bozulmadan günümüze kadar gelmesinin sadece bilimle açıklanamayacağını söyledi.

Devlet Denetleme Kurulu (DDK)'na, Özal'ın ölümünün ardından getirildiği GATA'da yaşanan süreçle ilgili tuttuğu notları veren Prof. Dr. Sarsılmaz, kabrin açılmasının kamuoyunun gerçeği öğrenebilmesi için 'çok doğru bir karar' olduğunu söyledi.

'HERŞEYİ BİLİMSEL OLARAK İFADE ETMEK MÜMKÜN DEĞİL'
Bazı olayların bilimsel olarak açıklanamadığını, merhum Cumhurbaşkanı Özal'ın cesedinin 19 senede bozulmamasının da böyle olduğunun altını çizen Sarsılmaz, "Her şeyi bilimsel açıklamak zorundayız ama bilimsel olarak açıklayamayacağımız durumlar var. Perdeler var. Bu perdeyi aralamak için bilimsel olarak çok uğraşıyoruz ama karşımıza başka bir perde daha çıkıyor. Alanımızın biraz dışında ama herkes biliyor. Eğer bir insan mağdur edilmişse, iyiliği dokunmuşsa 'şehit' ifadesini kullanıyoruz. Onlar korunuyor. Rahmetliyle ilgili bu kadar şey yapılmış. Düşünün, 'alelacele defnedilmiş' tarzında bir yaklaşıma rağmen Allah onu 19 sene nasıl korumuş görüyoruz." dedi.

'CESEDİN BOZULMASINI MEZARDAKİ SU ÖNLEMEZ'
Gazete ve televizyonlarda Özal'ın cesedinin bozulmamasının damlayan suya bağlanmasıyla ilgili haberler olduğunu ifade eden Sarsılmaz, "Dünden beri medyada okuyorum, bu kadar olur. Su damlamış, birikmiş, mumyaya dönmüş. Şöyle olmuş, böyle olmuş. O su nasıl damlıyor? 'Durgun su, akmayan su mikrop üretir' diye atasözümüz var. 19 senedir bu durgun suda nasıl mikrop üremiyor? Leğen kemiği tarafından aşağısı tamamen iskelete dönmüş. Damlayan su o zaman tamamen yukarıya mı damlamış, nasıl olmuş? Aşağısı iskelete döndü de niçin bedenin karın ve göğüs bölgesi, yukarısı sağlam kalmış?" değerlendirmesinde bulundu.

ALELACELE DEFNEDİLMESİ MANTIĞA TERS
Turgut Özal'ın ölümünün ardından yaşananları 19 sene boyunca dile getirdiğini ifade eden Mustafa Sarsılmaz şöyle konuştu: "Bir devlet başkanının alelacele defnedilmesi, mantığıma ters düşmüştü. Bu anlamda yapabileceğim şeyler sınırlıydı. O gün GATA'ta nöbetçi amir olduğum için mevta olarak bana teslim edildiğinde, kendimce dış görüntüsüne bakarak inceleme yapmıştım. Sonuçta herhangi bir şey bulamadım. Ancak bu benim iç dünyamdaki şüpheleri gidermedi. Sevilen bir cumhurbaşkanının Orta Asya'dan dönüşünde rahatsızlanması, ardından alelacele defin işlemlerine başlanması, katafalka kaldırılmasında hafif yollu bir ilaçlama yapalım denmesi, otopsi yapılmadan bu sürecin başlatılması, GATA'ya gelmesi gerekirken başka bir hastaneye gitmesi, bunlar şüphe uyandıran konulardı."

Özal'ın vefat ettikten sonra GATA'ya getirildiğini, orada nöbetçi amir olarak karşılayarak morga yerleştirdiğini anlatan Sarsılmaz şunları anlattı: "İki gün sonra pazartesi, komutanlığımız katafalka kaldırılması gerektiğini söyledi. Nisan ayının hafif yönlü sıcaklığı düşünülerek cesedin bozulmaması için tahnite karar verilmiş. Beni bu anlamda aradılar. Tahniti yapabilecek kurumun başında biz buluyoruz. Cihazlarım var. Aspiratör cihazı içeriden vakumla zararlı materyali alabiliyor."

FORMALDEHİT ENJEKTE ETTİK
Özal'ın cesedine, tahnit amacıyla bütün mikropları öldürebilecek ve hastalık bulaşmamasını sağlayacak bir dezenfaktan olan formaldehit enjekte ettiklerini anlatan Prof. Dr. Sarsılmaz şu bilgiyi verdi: "Rahmetliye tamamiyle tahnit yapılmadı. Formaldehit için damarların açılmasına aile müsaade etmedi. Bu noktada biz kısmi tahnite gittik. Büyük bir ekip var, yapılanları komutanlarımız tek tek kayda aldırdı. Bunlar kayıtlarda duruyor. Ben tahnit esnasında neler yapıldığına dair, nerelere formaldehit verildiğine dair notlar aldım. Bu notları DDK'ye verdim. Benden başka not tutan olmamış. Biz göğüs, karın ve leğen boşluğuna, sırt kaslarına enjeksiyon halinde formaldehit enjekte ettik. Hattâ vefat eden komutanımız Fahrettin Alparslan Paşa, burundan mideye kadar uzanan bir sondajla girmek suretiyle epey bir formaldehit akıttı vücuda."

"100 SENE GEÇSE BİLE AYNI GÖRÜNTÜYLE KARŞILAŞILABİLİR"
Çeşitli platformlarda Özal'ın kabrinin açılması konusu gündeme geldiğinde cesedin çürümüş olacağı şeklinde beyanlarda bulunulduğunu aktaran Sarsılmaz şunları söyledi: "Bu söylenenlerden ben bile 'etkilenir' olmuştum. Verilen formaldehitin vücudu koruyacağına dair bilgimiz var. Bu 19 yıl sonra yapılan operasyonla gün yüzüne çıktı. Yapılan açıklamalarda, '100 sene geçse bile aynı görüntüyle karşılaşılabilir.' deniyor."

GATA'da Turgut Özal'dan bir saç kılı almamasının içinde hep bir ukde olarak kaldığını kaydeden Sarsılmaz, mezarın açılması sonucu her tür tetkike müsait bir tablo ortaya çıktığını belirtti.

Tezkere Meclis'ten geçti

Hükümet, Irak'tan sonra Suriye'ye karşı da sınır ötesi harekat tezkeresi hazırladı. Hükümete sınır ötesi operasyon yetkisi veren tezkere, Meclis'te kapalı oturumda görüşüldü ve kabul edildi.

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yabancı ülkelere gönderilmesi ve görevlendirilmesi konusunda hükümete 1 yıl süreyle yetki verilmesini öngören Başbakanlık Tezkeresi, TBMM genel Kurulu'nda 320 kabul, 129 ret oyuyla kabul edildi.

KİM NE YÖNDE OY KULLANDI?

Kapalı oturumda gerçekleşen oylama gizli yapıldığı için hangi milletvekilinin ne yönde oy kullandığı bilinmiyor.

AK Parti'nin Meclis'teki sandalye sayısı 326.

TBMM'de 51 milletvekili bulunan MHP de tezkereye “kabul” oyu vereceklerini açıklamıştı.

Bu iki partinin Meclis'teki sandalye sayıları toplamı 377.

Tezkerenin 320 oyla kabul edilmesi, AK Parti ve MHP'de “fire” tartışmasını gündeme getirdi.

RET CEPHESİ

Oylama öncesi CHP ile BDP ise tezkereye “hayır oyu” vereceklerini duyurmuştu.

CHP Meclis'te 135 milletvekili ile temsil ediliyor.

BDP'nin milletvekili sayısı ise 29.

8 milletvekili bağımsız.

Meşhur Bilderberg toplantısına bu yıl hangi Türkler katılıyor

  Dışarıya tamamen kapalı bu kulüp, komplo teorisyenlerinin de sıkça beslendiği bir yer olma özelliğini taşıyor. Bu yıl, organizasyona 23 ül...