31 Mart 2020 Salı

Uzmanlardan Koronavirüs Uyarısı: Paniğe Yer Yok

Salgın haline dönüşmesiyle toplumların da adeta "izole" olmasına neden olan Kovid-19'la ilgili sürecin Türkiye'de devlet tarafından alınan tedbirler sayesinde doğru yönetildiğine dikkati çeken bunun Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Psikyatri Uzmanı Doç. Dr. Hakan Atalay bireysel davranışlarla da desteklenmesi gerektiğini bildiriyor.
Sosyal medyanın da güçlü etkisi nedeniyle mesafe kavramının ortadan kalktığını anımsatan uzmanlar, yetkililer tarafından açıklanmayan hiçbir bilgiye itibar edilmemesi gerektiğini, böylece bireyde oluşacak "güven" hissiyle de sürecin daha kontrollü yönetilebileceğini vurguluyor..
Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Psikyatri Uzmanı Doç. Dr. Hakan Atalay da yaşıyor olmanın hem sayısız zevkleri hem de tehlikeleri olduğunu, zevklerin hoşnutluk hissine, tehlikelerin ise korkuya neden olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Birçok duygu bu iki ana eksenin çeşitlemelerinden ibaret. Söz gelimi, bir şeyden zevk aldığımızda hissettiğimiz hoşnutluk duygusu beslenmemizi, güçlenmemizi ve çoğalmamızı, tehlike algıladığımızda hissettiğimiz korku ise buna uygun önlemler alarak kendimizi korumamızı, nihayetinde hayatta kalmamızı sağlıyor. Ancak bu her iki duygunun iyi ayarlanamaması halinde, istenmeyen sonuçlar ortaya çıkıyor. Örneğin, zevki fazla kaçırıp çok fazla yediğimizde obez oluyor, çeşitli hastalıklara yakalanıyoruz ve bizi geliştirmek için gelişmiş olan bir mekanizma hayatımızı riske sokan bir duruma dönüşüyor. Aynı şekilde korkunun iyi ayarlanamamasının da istenmeyen sonuçları var. Sağlığımıza dikkat etmek ve önlem almak hayatta kalmamız için olumlu bir tutum iken, sağlığımızla ilgili çok fazla korkmaya başladığımızda ve her türlü işareti hastalık olarak yorumladığımızda, zihnimiz günlük işlerimizi sürdüremeyecek kadar hastalıkla meşgul hale gelebiliyor."

"Korkunun İyi Ayarlanamamasının da İstenmeyen Sonuçları Var"

Doç. Dr. Atalay, son günlerde yaşanan yeni tip koronavirüsle ilgili toplumsal ruh hali için de benzer bir uyarıda bulunulabileceğini belirterek, konuşmasını şu tavsiyelerle tamamladı:
"Elbette bir tehlike ile karşı karşıyayız ve önlem almamız gerekiyor. Rehavet, ciddi olumsuz sonuçlara neden olabilir. Bazı ülkelerin yaşadıkları bunu bize gösterdi. Fakat herkese yayılan ve toplumsallaşan korku hali, akıllıca düşünmemizi ve kararlar almamızı engelliyor. Örneğin, tüm toplumun karantinaya alınacağı, bu nedenle yiyecek bulunamayacağı korkusuyla herkes marketlere akın ederse, marketler talan edilirse, gerçekten de bir yiyecek bulma sorunu yaşanabilir. Bu da korkunun bizi koruyacak bir duygu olmaktan çıkıp zarar verici olmaya başlamasına diğer bir örnektir. O halde, toplum olarak yapmamız gereken şey, tehlikeyi rasyonel bir şekilde belirlemek, bu amaçla bilimsel bilgileri izlemek, gerekirse yetkilileri uyarmak ve ortak hayatımızda her bireyin herkese karşı sorumlu olduğunu unutmadan, önerilen tedbirleri kendi hayatımızda aksatmadan uygulamaktır."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Meşhur Bilderberg toplantısına bu yıl hangi Türkler katılıyor

  Dışarıya tamamen kapalı bu kulüp, komplo teorisyenlerinin de sıkça beslendiği bir yer olma özelliğini taşıyor. Bu yıl, organizasyona 23 ül...