10 Mayıs 2016 Salı

Satranç – Stefan Zweig


Hani bazen önerileri değilde sadece kitabın adından etkilenip alırsınız ve iyi bir kitap okuyacağınızdan emin hissedersiniz ya kendinizi, işte Satranç’da ben birebir bunu yaşadım. Evet Stefan Zweig’i duymuştum iyi bir yazar olduğunu biliyordum fakat bu kitapta ilk olarak dikkatimi çeken Satranç olmuştu. Neden derseniz çok küçük yaşta öğrendiğim, çok sevdiğim bir oyundu. oyundur dediğime bakmayın genel olarak kullanılan tanımlamayı yaptım. Bana göre oyun değil, strateji, ileriyi görme, plan yapma, tartma ve en önemliside aslında hayatın siyah beyaz karelere dökülmüş halidir.
Satranç ile gerçek hayat arasında o kadar büyük benzerlikler vardır ki inanamassınız. Bilenler zaten ne demek istediğimi çok iyi anlıyorlardır. Bilmeyenler içinde şöyle bir örnek verebilirim. Örneğin trafikte biri ile tartışıyorsunuz. Camlar açıldı karşılıklı savrulan kelimeler gittikçe sertleşti ve artık durum kontrolden çıkıyor. Şiddet geliyorum demiyor ve geliyor. Burada her iki tarafta bir kaç dakika sonrasını hatta bir kaç saniye sonrasını hesap etmeyi düşünmüyor bile sadece yapıyor. Sanki olması gereken oymuş gibi, hızlı bir biçimde dizginlenemez sona doğru gidiyor. Sonuç elbetteki tatsız, bazı zamanlar ise kan tadı… Diğer türlüde ise konunun başından itibaren bir otokontrol söz konusu. Şimdi diyeceksiniz ki bunu satranç bilmeden de yapabilirsin. Evet yapabilirsin tabiki, illa satranç bilmene gerek yok. Ama bu örneğimde sadece bu iki ihtimal üzerinde duruyorum, bilenler ve bilmeyenler. Karşıdan gelen tepkiye göre olayı bir analiz ediyorsunuz. Ne dedi? Ben ne diyeceğim? Şimdi ne yapmalıyım? Bu söz gururuma dokundu ama birkaç saniye sonrası tehlikeli olabilir, bunu hesaba katmalıyım vs… gibi bir sürü ihtimali gözden geçirip, en doğru kararla hayatınıza devam ediyorsunuz. Olay tamamen kontrol altında. Tabi bazen çok ekstra durumlarda söz konusu olabiliyor. Ama genel hattıyla konunun özü bu. Otokontrol, ileriyi düşünerek hesaplama ve doğru strateji.
Gördüğünüz gibi satranç benim için sadece bir oyun değil, bir yaşam biçimi, bir felsefe, bir araç. Hal böyle olunca Stefan Zweig’in Satranç adlı kitabınıda okumadan geçemezdim. Kabaca bir özetleyecek olursak, bir gemi yolculuğu, bir dünya satranç şampiyonu, amatör satranç tutkunları ve hayatında hiç gerçek taşlar ve satranç tahtası ile satranç oynamamış, nazilerin elinden kurtulmuş bir nevi savaş esiri. Bu ekibimizin arasında geçen kısa hikayemizde, yazar bize anlatmak istediğini çok iyi veriyor ve her sayfada düşündürüyor. Sadece satranç ile alakalı düşünceler değil, o dönemi, savaşı, yaşanamayan hayatları, kibiri, kendini beğenmişliği, hırsı ve şizofreniyi…
“Becerilerini birbirlerinin üzerinde denemek isteyen iki oyuncu değil, birbirlerini yok etmek isteyen iki düşmandılar artık…”
En çok korktuğum insani istektir hırs… Belki de en tehlikelisi. Sonucunun ne olduğu ya da neye mal olduğu asla düşünülmez. Sadece sonuç vardır. O sonuca doğru giderken yapılan herşey mubahtır. Tıpkı savaş gibi. Mutlak bir gerçek vardır o an. Sadece hırsın sağlayabileceği bir delilik. Belkide kazanılmış bir yetenektir kimisi için. Ya da mecbur kalındığı için sahip olunulmuştur. Bi odada yıllarca kalındığında, bir beyin ile iki kişi olmak iki kişi gibi düşünmek ve oyunu böyle oynamak gerekiyordur belki…
Yazar Stefan Zweig ile ilgili bir bilgi daha vermeden geçemeyeceğim. Dünya savaşı zamanında Avrupa’nın durumuna duyduğu üzüntü yüzünden 1942’de Rio de Janeiro’da, karısı Lotte ile birlikte intihar etmiştir. Keşke demekten kendimi alıkoyamıyorum. Keşke hiç üzülmeseymiş ve keşke dünyaya daha çok eser kazandırsaymış diyorum. Büyük bir üstadı daha kaybetmişiz.
Satranç, herkes tarafından okunmalı ve olmazsa olmazların arasında yer almalı diye düşünüyorum. Stefan Zweig’in tüm kitaplarını okumama sebep olan bu güzel kitabı herkese tavsiye ederim.
Kitap adı: Satranç
Orijinal adı: Chess Story
Yazar: Stefan Zweig
Çeviri: Tansu Gürsel
Yayınevi: İthaki
Sayfa: 88
Baskı: 2014
Tür: Roman

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Meşhur Bilderberg toplantısına bu yıl hangi Türkler katılıyor

  Dışarıya tamamen kapalı bu kulüp, komplo teorisyenlerinin de sıkça beslendiği bir yer olma özelliğini taşıyor. Bu yıl, organizasyona 23 ül...