6 Haziran 2011 Pazartesi

SATRANÇ ÖĞRETMENİM

SATRANÇ ÖĞRETMENİM
Satranç sınıfımız çok kalabalıktı, üstelik satranç oynamayı da bilmiyordum. Acaba satranç öğrenmese miydim? Ama annem bana satranç oynarsam akıllanacağımı ve yaramaz bir çocuk olmayacağımı söylemişti. Ben de artık uslu olmaya karar vermiştim. Bu yüzden de satranç öğrenmeliydim.
Öğretmenimiz daha sınıfa gelmemişti. Hepimizin önünde satranç tahtası vardı. Ben aslında Utku’ larda geçen yaz satranç takımı görmüştüm ama pek dikkatli incelememiştim. Zaten Utku da satranç oyununu saklambaç gibi oynayıp sadece taşları saklamasını biliyordu. Ben satranç taşlarının hiç bu kadar çok olabileceğini tahmin etmemiştim. Hemen taşlarla oynamaya karar verdim. Kül tablasına benzeyen köşedeki taşlarla, diğer taşları da birbirlerinin üzerine koyup kuleler yaptım. Önde duran küçük boylu taşlarla da kulelerin önünde yuvarlaklar yapıyordum. Hatta bu taşlarla çiçek bile yapmıştım. Arkadaşım Mehmet ise satranç oyununu daha değişik oynuyordu. Satranç oyununun savaş oyunu olduğunu söyledi. Satranç taşlarını birbirine tokuşturup benim yaptığım kuleleri taşlarıyla vurup bozuyordu. Bense böyle vurmalı oyunları hiç sevmezdim ki tam bu sırada ‘Hepinize Merhaba Arkadaşlar’ diyerek Satranç Öğretmenimiz girdi. Hepimiz susmuş öğretmenimize bakıyorduk.
Satranç oyunu iki kişinin karşılıklı oynadıkları bir düşünce oyunudur dedi. Benim önümdeki satranç taşlarına bakarak satranç oyununu birbirinden faklı 6 taşın hareketlerini öğrendikten sonra oynayabiliriz dedi.
Hepimizin isimlerini tek tek sordu. Ben heyecandan titrek bir
Sesle AA A A-Y-Ş-E dedim. Sonra öğretmenimiz satranç tahtamızı gösterdi. Satranç tahtasında evleri gösterdi ve bu evlerin komşuları olduğunu söyledi. Yanyana, üstüste, çapraz olarak birbirleriyle oturan evlerin komşularını öğrendik. Hatta çaprazın sesini bile dinledik. Sonra satranç tahtamızdaki evlerde oturan taşların isimlerini öğrendik.
ŞAH, VEZİR, KALE, FİL, AT, PİYON ’muş.  
          Öğretmenimiz ‘Ama satranç oynayabilmek için acele etmeyin.’ dedi. Satranç oynayabilmek için her taşın özelliklerini bilmemiz gerekiyormuş. Kimi taşlar çok yavaş kimisi hızlı kimisi yampirik, çapraz kimisi düz gidermiş.
 Bütün taşların hareketlerini ve kurallarını öğrenmiştik.
Satranç oyunu ne kadar da kolaymış. Ben de bazı şeyleri hissetmeye başlamıştım. Evet, kafamın içinde kıpırtılar oluyordu. Bende satranç oyununu öğrendiğime göre;
Yaşasın !!!
Bende artık akıllı bir çocuk olmuştum.    

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Meşhur Bilderberg toplantısına bu yıl hangi Türkler katılıyor

  Dışarıya tamamen kapalı bu kulüp, komplo teorisyenlerinin de sıkça beslendiği bir yer olma özelliğini taşıyor. Bu yıl, organizasyona 23 ül...