6 Haziran 2011 Pazartesi

YENİDEN DOĞUŞ

YENİDEN DOĞUŞ 
Bir konuda, özellikle de sporda insanlar hep şunu sorarlar:``Acaba en iyi kim?``Bir Muhammed Ali, Tyson`ı ya da Capablanca, Kasporov`u yenebilir miydi? Ve bunun gibi sporda herhangi bir başarıya ulaşmış olan kimseleri, her zaman karşılaştırır ve``Acaba en iyisi kim?``diye sormadan edemeyiz. O zamana kadar hiçbir şey beni böylesine derinden etkilememiş ve hayatıma yeni bir yön vermeme neden olmamıştı. Bu soracak kadar da düşündürtmemişti. Benim için her zamanki sıradan bir cuma sabahıydı. Haftanın son işgününü, sadece, yapmam gereken bir iş seyahatine, istemeden de olsa hazırlık yaparak geçirmiştim. O zamanlar sigortacılık yapıyordum. İşim gereği sık sık seyahate çıkardım. O gün de yine kısa bir iş seyahati için, Stuttgart`a gitmem gerekiyordu. Uçaktan korktuğum için kara yollarıyla ulaşımımı sağlayacaktım. O gün tek teselli bulduğum şey, haftasonunun yaklaşmış olmasıydı. Hafta sonunun planını bile yapmıştım. Takımım Frankfurt`un, şampiyonluk için en önemli engel olarak gördüğü Bayern Münih`le maçı vardı. Haftalar önce maçın biletini de almıştım. Zaten Frangfurt`un maçlarını hiç kaçırmamaya çalışırdım. Bir de şu iş seyahatini atlatsam, ne iyi olurdu. Otobüs Stuttgart`a 20 km kala kaza yaptı. Ben o sırada uyuduğum için kazanın nasıl, ne şekil ve nerede olduğunu sonradan öğrendim. Geçirdiğim kazadan, bayıldığım ana kadar yaşadığım acıyı tahmin edemezsiniz. Kendime geldiğimde ki bu kazadan iki gün sonraymış, Frankfurt`tan 70 km uzakta bir hastanedeydim. Kaldığım hastane odasında, iki arkadaşım vardı. Onların ortasında gözlerimi açtığım zaman, sağımda kitap okumakta olan oda arkadaşım Ludwig, başıma gelenleri, yani geçirdiğimiz kazayla ilgili olarak duyduklarını anlattı. Ben kazayı, başıma aldığım bir kaç darbe ve sol ayağımdaki kırıkla atlatmıştım. Daha sonra öğrendiğime göre, bu oldukça ciddi kazadan kurtulan iki kişiydik. Diğer şanslı kişi, solumda her şeyden habersiz yatan zavallıydı. Ludwig oldukça zayıf, çok açık sarı saçlı ve bakışları kurbağayı andıran, şirin yüzlü,50 yaşlarında tipik bir Almandı. Anklam`da yaşamını sürdüren mühendis olduğunu, ama asıl mesleğinin satranç oynamak olarak kabul ettiğini söyledi. Elinde bir kitap vardı ve satranç tahtasında taşları hareket ettiriyordu. Tam bu sırada kader arkadaşım da kendine gelmiş; bizi dinlemeye olanları hatırlamaya çalışıyordu. Kendisine ne olduğunu sordu. Olanları anlattık. Biraz toparlanmaya çalıştıktan sonra, kendindeki hasarları anlamaya çalıştı merakla.
Ludwig,``Satranç oynamayı biliyor musunuz?``diye sordu bizlere.
``Hayır``dedim.``hiç öğrenecek vaktim olmadı.``Kader arkadaşım da ``hayır``anlamında başını salladı.
Ludwig,``Ben bir Grandmaster`ım (Büyükusta)``dedi.
``Bunu anlamı nedir?``diye sordum.
``Grandmaster satrançta alınabilecek en yüksek unvana verilen addır``dedi gururla. Macaristan`da düzenlenecek``First Saturday``turnuvasına gitmeye hazırlanırken, böbreklerinde çıkan bir problem yüzünden birkaç gün hastanede kalması gerektiğini söyledi.
Bir süre sonra GM Gudwig,``Benim şu müthiş oyuna bakmam lazım``diyerek, bizi umursadığını gösteren bir edayla kitabın sayfalarını karıştırmaya başladı. Kitaptan bakarak taşları hareket ettiriyordu. Derken bizimde duyabileceğimiz şekilde,``Bu konumda siyahlar ne oynamıştır?``diye mırıldandı ve kitabı kapattı. Satranç tahtasının üstündeki konuma konsantre olmaya çalışıyordu. Tahtaya bakarak, aşağı yukarı 10 dakika kadar düşünmüştü ki, birden kader arkadaşın yatağından zorla kalkarak dizili olan konuma doğru yaklaştı ve hipnozdaymış gibi``Kd2 oynadım``dedi.
GM Ludwig,``Hani siz satranç bilmiyordunuz ?``diye sordu kader arkadaşıma.
``Evet, ben de öyle sanıyordum``dedi.``Ama bu oyunu daha önce gördüğüm bir resimmiş gibi hatırlıyorum ve içimden bir ses bu taşı oynamam gerektiğini söylüyor.
``GM Ludwig şaşırarak kader arkadaşımın gösterdiği hamleyi incelemeye başladı.``Evet gerçektende akıllıca``dedi. Kitabına baktı ve``Oyunda da böyle oynanmış``diye ekledi. Sonra,``Kd2 sonrasını hatırlıyor musunuz?``dedi alaycı bir gülümsemeyle.``Evet rakip Vxd2 oynadıktan sonra,fxg5 oynamıştır``dedi kader arkadaşım.
GM Ludwig kitaba baktı ve``Benimle dalga mı geçiyorsunuz üstat, elbette siz bu oyunu bilecek kadar ustasınız``dedi taşları elini tersiyle iterek. Olanlara gerçekten de şaşırmıştım. Kader arkadaşımda satranç ustası mıydı? Satranç bilmediğini ve daha önce hiç oynamadığını söylerken yalan mı söylemişti? Ya da bütün bu hamle tahmin etmeler sadece bir uydurmaca mıydı? Hiç satranç oynamamış kader arkadaşım, kazanın da etkisiyle, geçmişinden bir takım şeyleri hatırlıyor olabilir miydi? Hayatıma yeni giren bu iki Tanrı misafirinin konuşmalarını ilgiyle dinliyordum. Derken kader arkadaşım, GM Ludwig`den okuduğu satranç kitabını istedi ve incelediği oyunun hangisi olduğunu sordu. GM Ludwig ,``Şu oyun``dedi;
``Zukertort - Chigorin, Viyana 1882,15. parti.
``Kader arkadaşım,``Chigorin, Chigorin, Chigorin``diye bu adı bir süre tekrarladıktan sonra,``Hayatımda ilk kez duyduğum bu adın sahibi, sanki benmişim gibi hissediyorum`` dedi. Ben hemen konuya atlayarak,``Chigorin de kim?``dedim.
GM Ludwig açıkladı:``1850 yılında doğmuş, Rus satranç ekolünün babasıdır, ilk Rus Gradmaster diyebiliriz``dedi. O zamanlar Dünya şampiyonası düzenlenmediği için, bu unvanı alamadığını da ekledi. Derken çantasından bir kitap çıkardı; Chigorin`in oyunlarının olduğu bir kitaptı bu. Kader arkadaşım oyuna baktı, taşları dizdi ve taşları hareket ettirmeye başladı. Ama bunları yaparken kitabı kapatmış, gözleri kapalı sanki geçmişte yaptığı çok olağan bir şeyi yaparmış gibi elleriyle taşları hareket ettiriyordu. GM Ludwig ve ben bu duruma çok şaşırmıştık. Kader arkadaşım daha önce hiç bilmediğini söylediği bir oyunu, doğduğundan beri oynuyormuş gibi doğal oynuyordu.
GM Ludwig ,``İnanamıyorum, sen şimdi bu oyunu gerçektende hiç bilmediğini mi söylüyorsun?``dedi sinirli ve şaşkın bir ifadeyle.
``Evet size şerefim üzerine yemin edebilirim``dedi kader arkadaşım, ben aslında satranç oynamayı bilmem ve hiç oynamamışımdır.````Peki nasıl olur bu?``dedi GM Ludwig.``İna hiç bir fikrim yok,ama sanki kazadan sonra geçmişimle ilgili bazı şeyleri hatırlıyorum,satranç da bunlardan biri olmalı``dedi.GM ,``İzin verirseniz sizi bir denemek istiyorum``dedi.Chigorin`in kitabını eline alıp sayfaları karıştırmaya başladı.Sonra oyunu okumaya başladı:
1.e4 e5 2.Af3 Ac6  3.Fb5 a6  4.Fa4 Af6  5.d3 d6  6.c3 g6  7.Ab2 Fg2  8.Af1 0-0  9.h3 d5   10.Ve2 b5   11.Fc2 d4  12.g4 Vd6  13.A1d2 Fe6  14.cd Ad4  15.Ad4 Vd4  16.Af3 Vb4...``derken, Kader arkadaşım,
``Tamam, tamam,``dedi,``Şimdi hatırladım, bundan sonraki kısmı ben gösterebilirim. Hatta size bir soru bile sorabilirim``dedi ve oyuna devam etti.``
17.Şf1 Vd6 18.b3 c5 19.Fb2 Ad7 20.Ag5 Ab8  21.Ae6 fe  22.Şg2 Ka7  23.Khf1 Kaf7  24.f3 Ac6  25.Vd2 Kf4  26.Kad1 Ve7  27.Ve1 Ff6  28.Ve2 Fh4  29.Fb1 h5  30.a3 hg  31.hg Vg5  32.Şh3 K8f7  33.Kc1 Vh6  34.ŞG2 Kh7  35.Kh1...``dedikten sonra ,``Burada siyah olsaydınız, ne oynardınız?``diye sordu.
 GM Ludwig`e.GM Ludwig,``Oyuna hiç konsantre olacak halim kalmadı,lütfen siz ne oynandığını gösterebilir misiniz?``dedi.
``35)...(boşluğu doldurun)``dedi Yeni Chigorin.
``Evet, adım gibi eminim, burada GUNSBERG,
36)....(Boşluğu doldurun)oynamış, ben de
37)...(Boşluğu doldurun)oynamıştım, iyi konumda kalmıştım ve birkaç hamle sonra beyaz oyunu terk etmişti``dedi.
``Hatta size yılını bile söyleyebilirim. O ay eşimle nişanlandığımız 1890 yılının Ocak ayıydı``dedi. GM iyice şaşırmıştı,``Chigori`nin ruhu senin ruhunda mı yaşıyor?``dedi aynı şaşkınlıkla.``Ben satranç yaşantıma Chigorin ile başladım, o benim örnek aldığım en iyi oyunculardan biridir``dedi. Bir süre kafa salladıktan sonra,``Benimle bir oyun oynar mısınız? dedi kader arkadaşıma.
                                           Kader arkadaşım-GM Ludwig
1.e4 c6  2.d4 d5  3.Ac3 dxe4  4.Axe4 Ff5  5.Ag3 Fg6  6.Af3 e6  7.Fd3 Af6  8.0-0 Fd6  9.Fg5 Abd7  10.Ke1 Vc7  11.c4 0-0  12.Fxg6 hxg6  13.Ve2 Ah7  14.Fd2 Kfe8  15.Ae4 Ff8  16.Afg5 Adf6  17.Vf3 Axe4  18.Kxe4 Axg5  19.Fxg5 f6  20.Fd2 Kad8  21.Kae1 Şf7  22.Fc3 c5   23.d5 exd5  24.Kxe8  1-0.
Evet, kader arkadaşım, GM Ludwig`i yenmişti. Ama bu galibiyeti aslında kader arkadaşım değil, Chigorin almıştı. GM Ludwig bu inanılması zor olay karşısında,``Evet sen o olmalısın`` dedi, artık bizde inanmıştık. GM Ludwig,``bu turnuvaya beraber katılalım``dedi Chigorin`e.Chigorin ,``Neden buna hakkım var mı? Neyi ispatlayacağım ki?``dedi. Kader arkadaşım, bir-iki saat içinde geçireceği komadan sonra, vücudunun bir kısmını felçli olarak yaşamını sürdürecekti. Hastaneden çıktıktan sonra, bir daha işime ve evime dönemedim. Hep şunu düşündüm; acaba kaç kişi işte böyle ünlü bir insanın ruhuyla dolaşıyordur. Kim bilir...  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Meşhur Bilderberg toplantısına bu yıl hangi Türkler katılıyor

  Dışarıya tamamen kapalı bu kulüp, komplo teorisyenlerinin de sıkça beslendiği bir yer olma özelliğini taşıyor. Bu yıl, organizasyona 23 ül...